Tente takacaksanız manuel derim.Zaten buralarda elektrikli kullananı da hiç görmedim desem yalan olmaz. Çok gereksiz bir otomasyon aslında.Ayrıca her otomatik aksesuarın bir de arıza sorununu düşünmeliyiz.
Motokaravanın durması ile gitmesi arasında çok fark oluyor inanın.Sakin sakin duran alet yola çıkınca canavarlaşıyor adeta. Sağa sola yalpalamalar, aşırı rüzgarda yelkenli gibi gidişler, yanınızdan geçen TIR ,otobüs gibi hacimli araçların sizi yolun dışına atar gibi olması, kapakların, kapıların boşluklarının zıngırtılarına tencere tavaların tıngırtıları, bardağın çanağın şıngırtıları ... ..Araba kullanırken de elinizden hiç birşeyin gelemeyişi, seslerin yerini bulamamaktaki çaresizliğiniz.. Öylesine bir alem bu Karavancılık denilen..iki ucu helvalı ! değnek ...
O "eş" denen varlığa da öylesine ihtiyaç oluyorki..sesleri arayıp bulan, yolda tavanın tencerenin sesini kesen,arada bir size meyva soyup kahve hazırlayan, sıcakta bir bardak soğuk suyunuzu veren..Siz iyisimi eşinizle bir olun..bu işi birlikte sevin, birlikte yaşayın..
Sevgiler
RÜZGAR
Konu biraz şenliğin dışına çıkar gibi oldu ...karavancılık aslında bir şenlik...yaşamak gerekir..