64 Gün, 24.000 Km........ Orta Asya, Moğolistan....

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan Arif Hüküm Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 261
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 101,487
19 Ağustos 2016
Gece rahat uyudum, iki araba gece yarısı çıktılar, onların sesi ile uyandım. Tam dolunay vardı, ara ara seyrettim, hava pırıl pırlıdı; aydınlıktı. Neyse sabah kalktık, kahvaltı ettik, otelin bahçesinden çıktık, hiç para falan talep etmediler. Saat 09:03, gümrük kapısına geldik, çok tır var. Arif bir tıra kuyruğu sordu, tırcı beklemeyin dedi. Yandan en öne geldik, üniformalı bir asker geldi, pasaportları aldı, karavanın camından içeri baktı,kapıyı açtı içeri baktı, içeri girmedi, taksiler bekliyor biz içerideyiz. İşlemler başlıyor, başka bir kapı açıldı , binaya doğru gidiyoruz saat 09:09 , içeri ilk girdik ana binadan tekrar kapıya yolladılar, bir evrak almamız gerekiyormuş bu arada diğer bütün taksileri içeri aldılar, onlar işi biliyor, içeri giren evrağını alıp koştu, biz geri kaldık. Arif aldı geldi ama diğer arabalar öne geçti memurun hatası bizi doğru yönlendirmedi. Neyse pasaport kontrol bitti şimdi gümrük kontrolü için biri geldi, yasak bir şey var mı diye sordu. Galoş verdik, karavana girdi baktı pasaportlara baktı teşekkür etti. Moğolistan bitti ama henüz çıkmadık ve çıktık. Hemen Rusya saat 09:41, iki Rus asker evraklara bakıyor(Buryatya Cumhuriyet) verdikleri deklerasyonu Arif ile Utku dolduruyorlar, bekliyoruz.(Buryatlar Ruslara benzemiyor) Saat 12:10 Arabamıza bindik. Pasaport kontrolünde işlemlerden sonra pasaportlarımızı vermediler. Ana binaya götürdüler, başımıza bir polis diktiler. Çok bekledik, sonra bir odaya aldılar üç görevli vardı, İngilizce bilen bir bayan geldi, soru yağmuruna tutulduk en sonunda çıktık tekrar salonda bekledik, ilk başımızda bekleyen polis parmak izi, avuç içi izi, yandan, önden fotoğraflar çekerek fişlediler. Biraz daha bekledik, ilk pasaportlarımızla bizi oraya götüren geldi, pasaportları aldı, pasaport kontrolünde bekletti, pasaportlara kaşe vuruldu, şimdi arabayı gümrüğe çektirdi, pasaportlarımız verdi gitti. Gümrükçüler geldi, içeri girmeden kapıdan baktılar, tuvaleti açtırdı, ecza dolabını açtırdı, buzdolabı ve sandığa kapıdan baktı ve gitti.Bayan da kapıdan öyle baktı, bagajı açtırdı, buzdolabına baktı gitti, şimdi bekliyoruz, Arif işlemler için binanın içinde üst kata çıktı, bakalım bizi ne zaman bırakcakalar? Evet Arif geldi işler, arabanın evraklarıda tamam çıkıyoruz saat 13:43 Rusyaya girdik çok şükürler olsun, Ulan Ude 220 km, yollar güzel. İlk park yerinde kahvelerimiz içtik, telefonla uğraşıyorlar, çalıştıramadılar, sonra bakacaklar. Saat 14:18 yola devam ediyoruz КЯХТА (Kyakhta ilk girdiğimiz yer) bitti. Orman başladı, yol güzel, çölü Moğolistana bırakmışlar.
Ulan Ude'ye geldik, hemen Megafon'a uğradık, telefonla uğraşıldı, internet yok, en sonunda İngilizce bilen biri geldi sim kartt problem var dediler, olmuyor. Yeni kart aldık iki saate açılır dediler. Sonra merkezde biraz dolaştık çarşısı ,merkezi güzel, bir yerde pizza yedik. Bir Buryat kim olduğumuzu sordu Türk deyince şaşırdı, heyecanlandı, güzel işaretler yaptı. Telefon açılmadı, başka bir Megafon bayii bulduk, iki kız epey uğraştı olmuyor, sonra kız sim kartı kendi telefonunda denedi internet açıldı. Problem sizin telefonda dediler, Utkunun telefonunda denediler tık diye açıldı, ben baştan beri demiştim Utku'nun telefonunda deneyin diye, anlatamamıştım. Geldiğimizde bir minibüse Mercedes servisini sormuştuk, telefonda yerini işaretleyecekti, ancak internet çalışmayınca işaretleyemedi. Şimdi servis arayacağız.
50200-1.jpg
50200-2.jpg


Dünyadaki en büyük Lenin büstüymüş....

50200-3.jpg
50200-4.jpg
50200-4-1.jpg
50200-6.jpg
 
Son düzenleme:

Etiketler
20 Ağustos 2016
Sabah kalktık, kahvaltı ettik. Arif köşede taksi bekliyor, Mercedes servisine gitmek için, adresi bilmediğimiz için bize yolu gösterecek bir taksi arıyor. Neyse bir taksi bulduk, fakat Arif arabamızı çalıştıramıyor , Taksici yokuş aşağı vurdur diye işaret etti, Arif onu da denedi ama gene çalışmadı. Arif taksici ile yakındaki bir servise gitti, ben Utku ile arabada kaldık, bekliyoruz. Neyse Arif taksiciyle geldi arkadan da bir minibüs, bizi çekiyor servise gidiyoruz ve geldik Allahtan yakınmış. Bakalım çözüm bulacaklar mı? Allah büyük, inşallah olur. Geldik bir sürü kişi var, saat 09.02, bakalım ne kadar sürecek. İterek içeri aldılar, kaput açık Arif arabayı çalıştırdı, ses mes her taraf kötü, ne olacak halimiz. Utku'nun dediğine göre araba çalışmıyor, çalıştırmaya uğraşıyorlar dedi; ki doğru. Velhasıl arabamız olmuyor, bir iki gün sürer dediler, karavanı bıraktık, Arif Otel’e gideceğiz dedi, ona göre eşyaları topla dedi, duş yapacakmış, üstünü değiştirecekmiş, toplandık karavanı orada bıraktık. Bir adam serviste çalışan biri bizi bir otele getirdi, içeri dahi girmedik, oteli beğenmedik, burada kalmayız dedik ve başka otele geldik, odayı gördük beğendik, kalmaya karar verdik, yalnız saat erken, otel giriş saatine 4 saat varmış, fark ödeyeceğiz, odaya yerleştik. Arif duş aldı, ben düşünmüyorum, Utku'da alacakmış. Saat 11.00 artık zaman geçireceğiz ama nasıl devamı sonra.... Epey odada oturduk, saat 14.00 e doğru sıkıldım Arif'le dışarı çıktık, epey bir Ulan Ude'yi dolaştık, nehir kıyısına gittik ama nehir kıyısı bakımsız. Şehrin karşı tarafına baktık geze geze arabanın yapıldığı servise gittik, ustalar uğraşıyorlardı. Bu akşam saat 20.00 kadar biter dediler, çok sevindik, işaretle neler yapacaklarını gösterdiler değişen parça(Devirdaim) İspanyol malı imiş, kutusunu gösterdiler. Biz Arif'le rahatladık, mutlu bir şekilde otele döndük. Arif bir bira alayım diyerek restoran kısmına geçti, bende arkasından su alayım diye gittim ki bizimle Türkçe konuşan bir tip, inanamadık tabi ki sonra Azerbaycanlı bir genç Türkiye'de, İstanbul ve Marmaris'te kalmış, Marmaris’te üç yıl, dolayısıyla güzel Türkçe konuşuyor, kendisi de sevindi, bana da çay söyledi. Burada bütün gün oturduk, sohbet ettik zaman iyi geçti, Utku geldi "arabamız olduysa neden kalıyoruz " dedi ama biz peşin ödedik ve dinleniriz, saat te geç oldu, bu saatte yola çıkmayalım dedik. Azerbaycanlı restorandan sorumlu "15 yıldır Türkçe konuşmamıştım " dedi ona rağmen iyi, siyasetten, politikadan, kızlardan, yaşam şeklinden sohbet ettik. Buryat bir kızla evliymiş, 7 yaşında kızı varmış, ismi Seyran adamın, lahmacun öğretmiş aşçıya, aşçı Ermeni bir bayan, neyse biz Arif'le akşam üzeri bir-iki saat kadar dolaştık sonra otele geldik yemek yiyeceğimizi söyledik Arif dil çorbası içti, biz Utku ile çorba içmedik, gelen çoban salatasına saldırdık, bayağı Türk usulü yapmış limonu-tuzu iyiydi, beğenerek yemekler gelmeden yedik, yalnız salatanın üstündeki peynirler susama bulanmış, o hem süs hem lezzet hem de salataya ayrı bir hava katmış. Sonra lahmacunlar geldi, eti bol lezzetli lahmacunları Ruslara buradakilere öğretmiş, bayılıp yiyorlar dedi. Sonra köfteler geldi, Azerbaycan’da yediklerimize benziyor, altında lavaş ekmeği soğan domatesli biberli bir sos tu, iyi karnımız doydu. Sonra Arif arabayı almaya gitti ve araba tamam dedi, aldı geldi, çok rahatladım. 745 Tl civarında tuttu dedi daha sevindik, Ulan Batur'da 1000 Tl vermiştik. Neyse motorda sorun çıkmamış Arif ona sevindi. Ben de Türkiye'ye gidelim de gerisi kolay dedim. Arif Seyran'dan karavan için su istedi ve olur dedi, içeriden hortum uzattı karavanın depolarını doldurduk. Sabah yola hazır evel Allah. Biz Arif'le gezmeye çıktık, Utku bizimle gelmedi. Hava güzeldi, dün akşam soğuktu, bu akşam hava çok güzel, gece de ayrı bir güzel. Parka fıskiyelerin oraya gittik, çok turist varı Kore'li veya Çin'li idiler. Dolaştık Lenin gittik, dünyadaki en büyük büstmüş. O büyük binanın önünde sergilenen eski Ulan Ude fotoğraflarına baktık, dolaşarak otele geldik, Seyranla vedalaştık çünkü o yarın geç gelecekmiş, odamıza çıktık saat 23.00 de yattık.
50201.JPG
50201-2.jpg
50201-3.jpg
50201-5.jpg
50203.JPG
50203-1.jpg
 

21 Ağustos 2016
Kalktım, duş aldım, kahvaltıya indik, resepsiyon daki kız "kahvaltı bir saat sonra hazır olacak" dedi ve odamıza geri döndük. Arif, Utku bilgisayar başındalar, ben de günlüğümü yazıyorum. Oda telefonu çaldı Utku konuştu kahvaltı hazırmış tekrar aşağıya indik kahvaltıya. Güzel bir omlet vardı, kaşar, salam, salamı sordum ne eti diye bilmiyorum dedi ve sonra öğrendi geldi sığır etiymiş, ben de omleti çok beğendiğimi söyledim. Neyse karnımız doydu, odamıza döndük. Arif duşta, Utku hazırlanıyor benden şimdilik bu kadar birazdan yola çıkacağız. Arabamız inşallah iyi yapılmıştır sorun çıkarmaz, yeni bir güne başlıyoruz, tabii artık Türkiye'ye dönüş yolundayız ama buraları ilk görüyoruz. Dokuz günümüz var Rusya’dan çıkmaya vizemiz bitiyor, inşallah hayırlısı ile tamamlarız. Şimdilik bu kadar, otelden ayrılıyoruz, saat 10.00, otelin otoparkından da ayrılıyoruz 10.17 otelin adı Residence(резнденцня) , pasaportları unuttuk geri dönüyoruz, neyse ki çok uzaklaşmamıştık hallettik; saat 10.26 yola çıktık, hafif yağmur çiseliyor. Ulan Ude'ye gelirken de böyleydi yağmurlu serin giderken de. Allahtan dün hava güneşli idi üşümedik, arabamızda olunca saat 15.00 den sonra bayağı rahatladık, akşam 20.00 den sonra arabayı teslim alınca daha da rahatladık. Şu an Ulan Ude’den çıkmak üzereyiz burada yağmur yok. Yol manzaralı çam ağaçları ve sağ tarafta akan bir nehir var. Bir yerleşim yerine geldik hava hafif güneşli ilerliyoruz. Ude nehri de akıp gidiyor, Baykal'a gidiyormuş, çok şükür düzgün yola çıktık. Bu nehir kıyısındaki yerleşimlere bayıldım, önleri nehir arkaları yemyeşil orman. 150 km kadar geldik ve Baykal gölü. Çok yol aldık, tepeler tırmandık indik 483 km yol yaptık. Bir yerde mazot aldık, kafeye girdik yemek için lavaş söyledik, mango istedik içmeye ayranlı mı, sütlü mü bir şey geldi ben hiç denemedim, Arif'le Utku içtiler, Utku' da bitiremedi. Yola çıktık saat 19.45 devam ediyoruz. Bir büyük şehre(İrkutsk) girmeden dışından geçtik, birçok yerleşim yerinden geçtik en sonunda bir tesisin yanındaki otoparka girdik. Giden gelen genelde duruyor, içeri giriyor, çıkıyor en sonunda Utku müzik sesinden rahatsız olduğunu söyledi. Müzik çalıyor dışarıda dans ediyorlardı, ayrıldık biraz daha gittik bir kafenin önünde tırlar, arabalar dolu girdik ki iyi yaptık. Sabaha kadar açık kafe ve uyuyanlar... ben de sabaha kadar uyanmadan uyudum.
Not: Arif program yaptı, vizemizin bitmesine 10 gün var bir gün emniyet için ayırırsak 9 gün ve 6000 km den fazla yol var. Her gün minimum 700 km yol yapmamız lazım. Onun için Arif sabahları 05.00 kalkıp biz uyurken yola çıkacak, sonra direksiyonu Utku ile paslaşarak tempolu bir şekilde yol alacağız.
50203-2.jpg
50203-4.jpg
50204.JPG
60001.JPG
60002.JPG

Baykal....

60003.JPG
 

22 Ağustos 2016
Erken uyandım etrafa baktım, bazı arabaların gittiğini gördüm, kafeden çıkan bir aile var. Arif'i uyandırdım, giyindi hemen hareket etti, sabah saat 06.00 idi. Ben karavanı toparladım, Utku uyuyor bir ara kahvaltı ederiz. Şu an hava kapalı gibi, puslu gibi belki açılır belki yağmura gidiyoruz. Yol güzel, karşılıklı ağaçlı yemyeşil, şimdi karşımıza bir göl çıktı. Erken olduğu için trafik yok şimdilik hayırlısıyla iyi gidiyoruz, bu yeni günde inşallah istediğimiz km ye ulaşırız. Saat 08.30 da kahvaltı molası verdik. Utku'da kalktı ve saat 09.06 da kahvaltı yaparak yola devam ediyoruz. Hava çok kapalı, karanlık, sisli, yağmurlu, hava kötü etrafı göremiyoruz oysa güzel yerler neyse biz hayırlısıyla yolumuzu tamamlayalım. Sıcaklık 80 de gidiyoruz. Epey yağmurlu bölgeyi geçtik 500 km nin üstünde yol yaptık, şimdi yakıt alıyoruz, iki defa kahve molası yaptık, direksiyona Arif geçti, hava biraz açık neyse bu tarafta yağmur yok. Saat 15.21 gidiyoruz. Saat 18:00de bir kafenin önünde par ettik, sabaha kadar açık; arabalar tırlar bekliyor, yoldan aldığımız mantarı ve nohut pişirip yedik. Yalnız mantar geçen sefer ki gibi lezzetli değildi. Neyse doyduk, erken yattık, dışarısı bayağı soğuktu yorgan, battaniye, pike hepsini örttüm öyle yattık, rahat uyudum, gece yarısı bir ara dışarı baktım camlar buz tutmuştu ama çok rahat uyudum.
60005.JPG
60006.JPG
60007.JPG
60007-1.jpg
60009.JPG
60012.JPG
 

22 Ağustos 2016
Erken uyandım etrafa baktım, bazı arabaların gittiğini gördüm, kafeden çıkan bir aile var. Arif'i uyandırdım, giyindi hemen hareket etti, sabah saat 06.00 idi. Ben karavanı toparladım, Utku uyuyor bir ara kahvaltı ederiz. Şu an hava kapalı gibi, puslu gibi belki açılır belki yağmura gidiyoruz. Yol güzel, karşılıklı ağaçlı yemyeşil, şimdi karşımıza bir göl çıktı. Erken olduğu için trafik yok şimdilik hayırlısıyla iyi gidiyoruz, bu yeni günde inşallah istediğimiz km ye ulaşırız. Saat 08.30 da kahvaltı molası verdik. Utku'da kalktı ve saat 09.06 da kahvaltı yaparak yola devam ediyoruz. Hava çok kapalı, karanlık, sisli, yağmurlu, hava kötü etrafı göremiyoruz oysa güzel yerler neyse biz hayırlısıyla yolumuzu tamamlayalım. Sıcaklık 80 de gidiyoruz. Epey yağmurlu bölgeyi geçtik 500 km nin üstünde yol yaptık, şimdi yakıt alıyoruz, iki defa kahve molası yaptık, direksiyona Arif geçti, hava biraz açık neyse bu tarafta yağmur yok. Saat 15.21 gidiyoruz. Saat 18:00de bir kafenin önünde par ettik, sabaha kadar açık; arabalar tırlar bekliyor, yoldan aldığımız mantarı ve nohut pişirip yedik. Yalnız mantar geçen sefer ki gibi lezzetli değildi. Neyse doyduk, erken yattık, dışarısı bayağı soğuktu yorgan, battaniye, pike hepsini örttüm öyle yattık, rahat uyudum, gece yarısı bir ara dışarı baktım camlar buz tutmuştu ama çok rahat uyudum.
Ekli dosyayı görüntüle 56405 Ekli dosyayı görüntüle 56406 Ekli dosyayı görüntüle 56407 Ekli dosyayı görüntüle 56408 Ekli dosyayı görüntüle 56409 Ekli dosyayı görüntüle 56410
arif bey 10 günlük vize süresi bana hayli az geldi. Siz mi 10 gün talep ettiniz yoksa ruslar daha fazla vermek istemediler mi selamlar
 



IMG_9044.JPG
Arif hocam sizin arac arıza yapınca aklıma Norveç fiyortlarında yolda kalıp fiat servisinin bahçesinde oğlumla geçirdiğimiz günler geldi ,Norveç gibi medeni bir avrupa ülkesinde olmamıza rağmen beş gün arızayı bulamamaları bizi oldukça strese sokmuştu sanırım sizde bu devirdaim arızasında bayağı gerilmişinizdir.
güzel fotolar için teşekkürler.
 

arif bey 10 günlük vize süresi bana hayli az geldi. Siz mi 10 gün talep ettiniz yoksa ruslar daha fazla vermek istemediler mi selamlar
Bizim vizemiz 30 günlüktü. 01.08 216 - 30.08 2016 arasında. Rusya sabit tarih koyuyor, dediğim gibi 30 gün. 1 ağustosta Kazakistandan giriş yaptık Moğolistan'a geçmek için. Moğolistan da 20 gün geçirdik, 20 Ağustos ta tekrar Moğolistan'dan Rusya'ya girdik, 30 Ağustosta Rusya'dan çıkmamız gerekiyordu.
 

Ekli dosyayı görüntüle 56520 Arif hocam sizin arac arıza yapınca aklıma Norveç fiyortlarında yolda kalıp fiat servisinin bahçesinde oğlumla geçirdiğimiz günler geldi ,Norveç gibi medeni bir avrupa ülkesinde olmamıza rağmen beş gün arızayı bulamamaları bizi oldukça strese sokmuştu sanırım sizde bu devirdaim arızasında bayağı gerilmişinizdir.
güzel fotolar için teşekkürler.
Tabi ya Şadan abi, hassas bir program, günler sayılı, vizeler ucu ucuna denkleştrilmiş, e tebi ekonomi işin içinde, insan geriliyor.....neyseki mutlu son.. :smiley:...selamlar...
 

23 Ağustos 2016
Uyandım yatıyordum Arif kalktı hareket ettik saat 05.00, Utku ile ben yatarak yolculuk ettik, çok hoşuma gitti, ben etrafı görmek için kalktım, güzel bir nehirden geçtik, Yenisey nehriymiş, Krasnoyarsk şehri çok büyük, içine girmedik, dışından geçtik çünkü 30'unda vizemiz biteceği için vaktimiz yok, direk devam ediyoruz. Sibirya'yı çok daha beğendim doğası, ormanları, nehirleri gördüklerim harika. Sibirya'yı çeşitli yerleşim yerlerini, köylerini geçip gidiyoruz. Krasnoyarsk'da bayağı güzel ahşaptan evler var, hava güneşli gibi açık, dışarısı 6° imiş. Gerçekten Sibiryanın bu ağaçlıklı yolları görülmeye değer. Saat 08.00 Utku kalktı, hafif yağmur var, Arif kahvaltı için bir yere park etti. Yolda mantar satan bayanlar vardı, yazık hava hafif yağmurlu. Şimdi kahvaltı hazırlıkları başladı, dışarısı 7° imiş. Saat 09.30 kahvaltı bitti, atık su, tuvalet depolar boşaltıldı, mutfak toplandı yola çıktık. Sibirya yollarında gidiyoruz, sıcaklık 10° olmuş. (Kahvaltıya geldiğimizde saat 08.00 di 230 km yol gelmişiz) Saat 10.53 hava sıcaklığı 14° Utku yoruldum dedi kahve molası verdik, Arif direksiyonda saat 13.11 gidiyoruz. Çok gittik, burası çok büyük bir şehir, bir saattir bitmedi, yine ortasından büyük bir nehir ( Tom) geçiyordu, trafik çok kalabalık, çok geniş caddeleri var büyük binalar Kemerova bitecek gibi değil sokaklar, caddeler, yollar, binalar gelişmiş metropol bir şehir, neyse epey çıktık, biz yolumuza devam ediyoruz. Burada şu an hava güneşli sıcaklık 20°, saat 16.43 yol süper, sağa ayrıldık, yol yine güzel, trafik biraz rahatladı gibi. Novosibirsk'e gidiyoruz, 295 km var devam ediyoruz. Yakıt almaya girdik, bu gün 800 km yapmışız saat 18.22......saat 18.40 yola devam ediyoruz; bakalım ne kadar kullanacak? İstanbul'la aramızdaki saat farkı 3 saat olmuş. Koshevo'da bir kafede yemek yedik, bu gece buradayız saat şu an 20.04 bu tarafta hava sıcak güzeldi fakat bulutlar geliyor, gece 24.00'den sonra sağanak yağış var diyor Utku, zaten belli kara bulutlar geliyor. 60 km ötede çok güzel şehir varmış ama Arif yoruldu, bu gün tam 900 km yol yaptık, az değil. Bu gecelik bu kadar, biraz sonra hava kararır yatarız.
60017.JPG
60018.JPG
60019.JPG
60021.JPG
60022.JPG
60023.JPG
 

24Ağustos 2016
Gece rahata uyudum, park alanı dolmuş, hiç ses duymadım uyanık yatıyordum Arif kalktı, hazırlandı arabayı çalıştırdı ve yola çıktı, daha kimse çıkmamıştı. Saat kaç diye sordum 05.00 dedi ben biraz onun yatağına geçtim oyalandım sonra kalktım etrafı göreyim, bir daha gelip göremeyeceğim yerler dedim kalktım, hava pırıl pırıl güneşli aydınlık. Çeşitli yerlerinden geçiyoruz, yine bir nehrin üzerinden geçtik, fotoğraf çektik, Utku uyuyor gidiyoruz yollar güzel, manzara güzel....biz yollardayız bakalım neler görüp yaşayacağız....kahvaltı ettik saat 08.26 yola devam ediyoruz. Saat 12.30 kahve molası bitti yola çıktık, 480 km geldik, direksiyona Arif geçti, sıcaklık 23° biraz gittik Tataristan Cumhuriyetine girdik. Yakıt almaya girdik, buradan Omsk 185 km, yakıt aldık yola çıktık. Omsk şehrini geçtik, yanlış yola girmişiz, döndük şimdi ilk sağa sonra sola Omsk'a döndük, şehrin dışından devam ediyoruz oysa çok büyük şehir hatta Altay'da tanıştığımız dostlarımız var. Gecekonduları görerek gidiyoruz (Иртыше) Irtish nehrinin üstünden geçtik(Kazakistan Öskemen de Irtish nehrinin kenarındaydı) . Omsk'tan çıktık saat 16.00, yağmur başladı, öyle bir yağmur ki ne Hopa ne başka bir yer Utku direksiyonda acayip bir şey, yıkılıyor, hayırlısıyla bir kafe bulsak ta dursak. Rüzgârdan araba savruluyor, iri taneli sağanak ama zor anlatılır, Sibirya burası. 28° den bir anda 19° düştü, saat 17.36 şu an yağmur bazı yerlerde yağmamış, biz habere yağmurlu bölgeye gidiyoruz, trafik de yoğun. Bir kasabada durduk market bakarken Megafon bayii bulduk, Arif yine telefonunu gösterdi, kadın uğraştı sonuçta pasaj kapanıyordu çıkmak zorunda kaldık, dışarda biraz daha uğraştı, bir şeyler söyleyerek gitti, kocası arabayla bekliyordu. Sonuçta telefon olmadı sanıyorum. Başka bir marketten alışveriş ettik 6 tane 5 lt lik su aldık kullanırız diye, yola çıkıyorduk ki bir kuyu gördük, bu sefer karavanın deposunu doldurduk, bir delikanlı geldi suratsız, sularını doldurdu gitti, sonra genç bir bayan geldi iki çocuklu, şişelerini doldurdu ben yardım ettim, sordum nasıl su diye, haraşo mu dedim, ya ya dedi, içme işareti yaptım başını salladı, oysa biz kullanma suyu diye alıyoruz, Aslında Utku istemedi bile, mikrop kaparız, kolera oluruz diye sayıkladı ama ben kadınla konuştuktan sonra daha rahatladım ve suyumuzu doldurduk gidiyoruz. Şu an akşam güneşi pırıl pırıl, arkamızda yağmur atıyor bulunduğumuz yer kuru ama ne olur bilmem, yağmur gelir mi bakalım ne göreceğiz. Saat 19.50. Kamp yapacağımız yer güzel bir kafenin önündeyiz, yanda otel var, tırlar arka bahçeye gidiyor, duran arabalar insanlar hepsi düzgün, beğendim, haraketli bir yer, yalnız değiliz. Bu gün 919 km yol yapmışız, markete girdik ananas suyu aldık. Restoran, bekçi, lastikçi hepsi var, yeni yıl gibi ağaçlar, restoran, otel bahçe hepsi süslü, ışıklar altında. Gece rahat uyudum, bir ara dışarı baktım her yer arabalarla dolu fakat gece çıt yok, hiç rahatsız olmadım rahat uyudum.
60010.JPG
60025.JPG
Ekli dosyayı görüntüle 56537
60026.JPG
 



25 Ağustos 2016
Sabah erken uyandım, hemen dibimizdeki arabadan çocuk sesleri geldi, hemende yola çıktılar, ardından bir jip, adam tek başınaydı, arkadan çıkan tırlar oldu ama ben gürültüden rahatsız olmadım ama uyandım. Arif'i uyandırdım, saat 04.30 gibi yola çıktık, iyi ki de çıktık bir iki yerde gördüğümüz sis harika idi. Saat 06.00 de kalktığımızda hiç sis görmemiştik, demek daha erken kalkmak gerekiyormuş. Hava güzel, güneş pırıl pırıl ama gün boyu ne olur bilemem. Şimdilik iyi gidiyor, inşallah güzel bir gün yaşarız, daha sonra gelişmeleri yazarım. Epey yol aldık, bir park yerinde kahvaltımızı ettik, toplandık. Şimdi Utku'nun okul taksitinin ödenmesi için internette uğraşıyorlar, çünkü yarın son günüymüş, epey uğraştılar oldu galiba..... nihayet oldu bilgisayar ödeme başarılı filan dedi, Utku pek sevindi, Arif'te rahatladı, 1.nci dönem ödendi haydi hayırlısı olsun. Hareket ediyoruz saat 08.00 Omsk'tan epey uzaklaştık ama aynı eyalete dahilmiş galiba bilmiyorum. Mısır ekili buraları, yol kenarlarına bile ekmişler. Bütün yerler araziler en çok buğday ekili. Şimdi yakıt alıyoruz, saat 10.00 Utku geçti direksiyona. Bir park alanında duşumuzu aldık, saat 14.30 anında da sağanak yağmur başladı, hemen çıktık yola, şu an bulunduğumuz yerde yağmur yok, sıcak güneşli hava ama arkadan gelir mi bilmem. Biz artık çıktık yola, mis gibi de olduk....Saat 19.30 Utku geçti direksiyona, 725 km yapmışız, yola devam ediyoruz. Kurgan (курган) yakınlarında çam korularının altında restoranlar gördük, geri döndük, beğendiğimiz bir yere geçiyorduk baktık Kafkas kıyafetli kafe, müzikler Kafkas tabii hiç şaşırmadık Gürcü restoranı. Garson kız iyi ilgilendi, ben Rus musun diye sordum, zaten benzemiyor du, bayağı esmer bir kız dı "slavask" gibi bir şey dedi neyse yemeğimizi yedik. Yola devam ederken bir araba önümüze geçti parmak işareti yaptı ben çok şaşırdım ve üzüldüm. Arif boş ver dedi, ben Türk plakalı olduğumuz için mi acaba dedim, Arif yok ben ağır gittiğim için dedi, ama onlar da kimseyi geçmedi . Kırmızı ışıkta durduk önlü arkalı kapı açıldı, hem de bayan ağzında sigarası , yolda görevli bir adamda vardı, Allahtan hemen yeşil yandı, arabalar hareket etti epey önümüzden gitti neyse bir yol ayrımında başka yöne saptılar, biz devam ediyoruz. Onlara sinirim bozuldu yoksa insanlardan olumsuz bir şey görmemiştik. Şu an gün batımını izlerken polis durdurdu, meğer arabanın farları yanıyormuş, "maşin, pasport " deyip duruyorlar. Neyse sorun çıkarmadılar uyarıp bıraktılar, para vermedik. Şu an hava sıcaklığı 18° güneş yeni battı gündüz bayağı sıcaktı, unuttum 30° nin üstü idi galiba, artık uygun bir yer bulursak kalacağız. İnşallah çabuk buluruz, Utku uçuyor adeta. Neyse saat 20:23 bir kafenin parkına geldik, fena değil . Tırlar arkada, küçük arabalar hemen kafenin önünde, iki Rus kızı bizim karavanın önünde sigara içiyorlar. Kafe bayağı dolu, içeri bakacağız uygun bir şey bulursak yiyeceğiz. Dışarı çıktım yemek kokuları hoşuma gitmedi hele ızgarada pişen etleri ve koku midemi bulandırdı. Arif'le Utku'ya olan yemekleri yiyelim dedim ve öyle oldu. Domatesli şehriye çorbası, nohut ve yanında kuru soğan ekmek. Bayılıp yedik ve doyduk. Yemekleri ısıtırken bir adam geldi karavanın yerini değiştirtti, herhalde yerimiz girip çıkan arabalar içindi, biz kalacağımız için daha aşağıya aldırttı ve 50 Ruble para istedi, verdik. (Daha önce kaldığımız yerlerde hiç vermemiştik) Biraz oturduk ve yattık, hemen uyuduk. Artık "uyuyamadım" demek yok, yorulunca erk
en yatıp uyuyorsun. Sabaha karşı çalıştırmakta zorlanan bir motor sesi ile uyandım, ara ara epey uğraştı. Sonra Arif kalktı baktı çok karanlık biraz daha zaman geçsin dedi ve yattı, herhalde ben de uyumuşum Arif yine saat 05.00 te kalkmış.
50197.JPG
60004.JPG
60016.JPG
 

26 Ağustos 2016
Evet Arif sabah 05.00 te hareket etti, ben bir müddet onun yatağına geçtim yattım öyle gittik. Baktım ortalık aydınlandı kalktım, yataklarımızı topladım gidiyoruz artık. Tabelalarda Moskova yazısı başladı, kalem gibi upuzun çam ormanlarını geçtik, fotoğraf çekemedim, makinemi bulamadım, tekrar görürüz dedim öylesi çıkmadı, inşallah çıkar.Yine sisli göller, yakıt aldık, gördüğüm göl çok güzeldi, hele sabah sabah bu orta yaşlı Rus hanımları güzelliği tamamlıyor, insanın içi açılıyor. Gittikçe ağaçlıklı bölge çoğalıyor yollar güzel, hava güzel iyi gidiyoruz, Allah bozmaz inşallah böyle gideriz. Sabah saat 08.30 kahvaltı ettik, Ural bölgesindeyiz, gidiyoruz, buralar da ayrı bir güzel, yazmaya kalksam kelimeler yetmez. Sabahtan beri 150 km yol geldik UFA (УФА) 190 km, neredeyiz bilmiyorum, epey bekledik herhalde yol çalışması var burada çok zaman kaybettik, neyse ilerliyoruz.... yok ilerleme yok, bazı arabalar ilerliyor, bizde takıldık, başka yan yola sola sapıyorlar, orda gördük ki kaza olmuş, bir tır kasasını gördüm yolun ortasında devamını bilmiyorum. Neyse biz diğer arabaları takip ederek bir köyün içinden geçtik, köyde bir adam şaşkın bir şekilde trafiğe baktı durdu. İyi ki öyle yaptık, biraz dolaştık ama köy yollarından dolaşarak ana yola çıktık, yoksa o yol biraz zor açılırdı. . Biraz gittik bir tepede kahve molası verdik, tepede Sim (СИМ) şehrini seyrettik, bayağı kalabalıktı, güzel manzara vardı. Direksiyona Utku geçti....UFA civarında aaaaa..! diye heyecanla geçen kamyonda Abhaz bayrağı takılıydı dedi, ben görmeden heyecanlandım.Abhazya'ya giremeyeceğiz, çünkü Utku okula gidip dilekçe vermesi gerekiyormuş, üzüldüm. Neyse yoldan iki kavanoz bal aldık, bayağı büyük, tanesi 1.000 Rubleye, öbür tarafta 1.000 Rubleye daha küçük kavanoz almıştık, bu da bize güzel geldi bilmiyorum kalite durumlarını. Şu an yol çalışması var bekliyoruz ve yürüdük saat 16.21 330 km yolumuz var Samara'ya gideceğiz. Bu gece Samara merkezde kalmak hedefimiz ama trafik bayağı yoğun. Epey şehir, rayon, köy çeşitli yerler geçtik şimdi Tataristan'a girdik, gidiyoruz. Petrol kuyuları çok, doğal gaz ne bileyim toprakları zengin. Çeşitli yerler görerek akşam saat 20.00'da Samara'ya geldik, çok ama çok büyük bir kent, arabayla merkezini bir türlü bulamadık nihayet herhalde burası diyebileceğimiz bir yerde güzel bir kafe (Prohlada Cafe)ama mekan güzel, iç açıcı bir yerde yemek yedik, bir kısmı da Disko idi sanırım giren çıkan hareketli bir yer, ama gürültülü bir yer değil. Karavanımızda hemen bahçenin yani parkın kenarında idi geçtik yattık ve iyi uyudum. Ses gürültü bir şey yoktu.Samara'da Moskova saat dilimindeymiş, yani 1 saat kazandık, Türkiye'yle aramızda ki saat farkı 1 saate inmiş.
60027.JPG
60028.JPG
60029.JPG
60030.JPG
60031.JPG
60032-1.jpg
 

27Ağustos 2016
Uyandım öyle etrafa bir kaç kere oturup baktım, gece yarısı tek başına bir bayan gidiyordu. Arif sabah 05.00 de kalktı arabayı hareket ettirdi, bende yatmadım etrafı seyrediyordum, o saatte yaşlı, orta yaşlı düzgün giyimli bayanlar sokakta idi her halde işe gidiyorlar bilmem; gece merkezi bulamadığımız Samara yukarıda değil , Arif nehir kıyısı var dedi, nehiri bende uzaktan gördüm gittik ki meğer merkez orası imiş, aman ne binalar, devlet binası, kiliseler o Rus mimarisi muhteşem, ne güzel de nehir manzaralı oto parklar vardı. İdil nehri imiş, plaj da yapmışlar. Bir grup genç geceden mi kalmış derin nefes alıp verip duruyorlardı , polar şallar sarılmışlar şezlonglarda oturan ayakta duranlar içlerinde bayan da vardı, güzel bir gruptu. Ben şaşkınlıkla oraya buraya bakarken (çünkü pijamalıydım) dışarı çıkamadım, Arif sahile inip geldi, hareket ettik. Arif'in yatağını topladım, kendi yatağımı kaldırdım, içme sularını ön koltuktan alıyordum ki polis durdurdu, ehliyet, pasaport baktı, nerelisiniz diye sordu Türk deyince gidin dedi; göz ucu ile arkaya bile bakmadı. Polisten ayrıldık biraz ileride Arif durdu geri dönmeye başladı, ne oldu dedim, su buldum çeşme var dedi. Gittik baktık süper su var... zaten suyumuz bitmişti, içme suyu alıp depoyu doldurmaya çalışacaktık; neyse bu gördüğümüz diğer tulumbalar gibi değil çeşme, kola basınca borudan su tek harekette akıyor. Çok rahat depomuzu doldurduk, hatta Arif küçük depoyu da boşaltıp bu temiz sudan doldurdu, su işimiz tamam bizi epey götürür. Samara'dan şöyle aklımda kalacak bir fotoğraf bile çekemeden ayrılıyoruz.Kent merkezinden ayrıldık yola çıktık gidiyoruz. Bu gün hava çok güzel, sabahın bu saatinde hava pırıl pırıl açık. Moskova'ya da bayağı yaklaştık aslında ama vizemiz 30'una kadar, anca sınıra gideriz. Kahvaltı için bir su kenarına indik, çok güzel fakat insanlar hep çöplerini atmışlar, çöp içinde ortalık, bizde çöpümüzü orda diğer çöplerin yanına bıraktık Utku'dan korkarak. Fakat ben siz bunu hak ediyorsunuz böyle güzel bir yeri bu hale getirdiniz alın size diye kızarak yapmadığım şeyi yaptım, oysa çöpümüzü hep taşıdık, neyse saat 09.30 yola çıkmış bulunuyoruz ama yol pek güzel değil oysa Moskova'ya da az kaldı 1.000 km civarında bir yol kaldı; Putin bu yollar daha güzel olmalı. İnşallah hayırlısıyla güzel bir gün geçiririz. Saat 11.00 Bal Petrol'de yakıt alıyoruz. Çok büyük bir nehir geçtik, kanallar geçtik. Buralarda karpuz çok kavunda var karpuz daha çok, biz de aldık, hemen kestim kütür kütür ve mis gibi kokuyor ama tadı o kadar iyi değil, neyse kestim koydum dolaba. Saratov'a (САРАТОВ) girdik, acayip büyük, git git bitmiyor, şehrin ortasından Volga nehri geçiyor, üzerinde köprü, köprüden geçtik, çok uzun büyük gemiler de vardı. Köprüden fotoğraf çektim, park yeri yüzünden market de yapamadık ki aslında market için şehre girdik. Utku direksiyondaydı, bir yerde durmadı, oysa şehir muhteşemdi. Bizim boğaz gibi , çay molası verdik sonra devam ederim. Çok kilometreler geldik, Akşam saat 20.00 de Volgograd'a geldik, bir yer merkez diye arabayı oraya park ettik dolaştık, geniş bir meydan, meydanda bir kaide üzerinde bir tank var, traktör fabrikası ile ilgili bina ,ne yazıyor , heykel ne anlatıyor anlamadım. Neyse biraz park (bulvar gibi) dolaştık, alışveriş mağazasına girdik yok yok, her şey var, hele kürkler unutulacak gibi değil, sonra market yaptık, aldıklarımızı karavana bıraktık yemeğe çıktık. Alışveriş yaptığımız yerin yanında Frant’Эль cafe beğendik, Samara'da yemek yediğimiz yere benziyor, hatta daha bile güzel; pizza yedik daha sonra karavana geçtik zaten çok yakındı. Arif bana ne yapalım gidelim mi şehrin öbür tarafına dedi ben gidelim dedim fakat sonra da Utku'yada Arif'e de zor geldi, burada yatmaya karar verdik ve yattık. Ben biraz uğraştım uyumak için, uyurken bir arabadan gelen müzik sesi ile uyandım, dans eden delikanlı ve kızlar sokak ortasında çılgın gibi dans ettiler, kahkaha sesleri epey sürdü, neyse gittiler. Ara ara arabalar geldi hep sürat denemeleri yaptılar fakat gece sessizlik hakimdi. gece yarısı camdan baktım bir bayan orta yaşta tek başına nereye gidiyordu bilmem, neyse sesler bitti. Tek tük dolaşanlar vardı ama zararsızdılar. Fakat o alışveriş merkezinin jeneratör mü klima mı bilmem beni uyutmadı, ne ses ne ses arada duruyor tekrar başlıyor öyle sabah ettik. Arif kalktı hemen bende kalktım.
60032-2.jpg
60032-3.jpg
60034.JPG
60035.JPG
60036.JPG
60037.JPG
 


Bizim vizemiz 30 günlüktü. 01.08 216 - 30.08 2016 arasında. Rusya sabit tarih koyuyor, dediğim gibi 30 gün. 1 ağustosta Kazakistandan giriş yaptık Moğolistan'a geçmek için. Moğolistan da 20 gün geçirdik, 20 Ağustos ta tekrar Moğolistan'dan Rusya'ya girdik, 30 Ağustosta Rusya'dan çıkmamız gerekiyordu.
Kazakistan dan çıkışta , Çin'in Urimçi şehri üzerinden , Moğalistan'a geçmeyi düşünmüşmüydünüz ? Düşünüp vazgeçtiyseniz nedenlerini yazabilirmisiniz ? İlgiyle izliyoruz .
 



28 Ağustos 2016
Sabah altı buçukta yola çıktık, Volgograd'ın öbür tarafına geçtik. Çok çok büyük bir heykel var, anlatılacak gibi değil, gördüğümüz bir çok heykel güzeldi. Mamaev Kurgan anıtı ikinci dünya savaşında en sert savaşın olduğu, 2 milyondan fazla insanın öldüğü savaşın anısına yapılmış bir anıt. Heykel bir tepede, oraya kadar çıktık, bir çok heykel daha var, çok ama çok güzel di, sabahın 06.30 unda insanlar var, Arif gece ışıklandırılınca kim bilir nasıl olur dedi, neyse biz gece gelemedik. Arabaya döndük, Utku uyuyor ve yola çıktık, saat 09.00 a geliyor, şehir hala bitmedi, burada bir kaç gün kalmak lazımdı. Azeri lokantası ve bayrağını gördük, Kafkas lokantası muhtemelen Gürcü lokantası da gördük. Artık şehir dışında ana yoldayız. Yolun bazı yerleri çok iyi, bazı yerleri şöyle böyle, bazı yerleri de bozuk. Bu gün bakalım neler görüp yaşayacağız. Ben bu gün çorap giymedim, hava sıcak, rahat kıyafetliyim. Bir yandan da Türkiye'de olmayı isterdim, kuzenimin oğlu Sercan'ın düğünü var...neyse sağlık olsun. Şimdi kahvaltı için durduk, güzel bir kahvaltı yaptık, direksiyonda Utku ile gidiyoruz, şimdi Arif biraz uzanır ben öne geçeyim. Hayırlı, kazasız belasız bir gün geçiririz inşallah. Kalmukya Cumhuriyeti' ne girdik , Kalmuklar Moğol kökenliymiş ve gördüğümüz insanlar Moğolistanlılara benziyorlar. Neyse Arif uyandı, Kalmukya'da bir göl kenarında pantolonunu yıkadı, karpuz yedik yola çıkıyoruz. 30,5 dereceymiş, gölün yol tarafında insanlar yüzüyor, mayolarını giymişler bildiğin plaj herhalde. Orası kumluk, Kalmukya aynı bozkır, Gobi çölü bile daha yeşildi. Arif stopta durmadığı için Kalmuk polisi durdurdu, pasaport, ehliyetini aldı, Arif'i de götürdü, bakalım ne kadar ceza alacaklar. Arif 2000 ruble vermiş, devam ediyoruz. Kalmukya'nın başkenti Elista'dayız, küçük küçük tapınaklar gördük, bir tanesi çok büyüktü ve görkemliydi girdik gezdik. İçerisini dolaştık, girerken bana etek verdiler belime sardım, yazık bizimle pek bir ilgilendiler, nerden geldiğimizi , kim olduğumuzu sordular. Ayakkabılar çıkarıldı, nerden nasıl yürüyeceğimizi işaretlerle anlattılar, biz içeri girdik yapılanları yazamayacağım, bende anlamadım, uzun uzun seyrettik çıktık, çıkışta ilgilendiler, ayakkabıları almamıza yardım ettiler. Fotoğraf içerde çekilmiyordu dışarıda çektik. Yola çıktık yine polis durdurdu, pasaporta, ehliyete baktı ve güle güle dedi, nereli olduğumuzu sordu, Türk'üz dedik, para istemedi, şaşırdık yola devam ediyoruz ama yol bozuldu. Aynı Moğolistan gibi oldu. Mola verdik kahvemizi içtik, 33° sıcaklıkta devam ediyoruz, saat 16.00 galiba 200 km daha yol yapacağız, saat 16.18 Kafkaslara girdik, sıcaklık 35° imiş. Dümdüz arazi bu kısımda , tarlalar sürülmüş vaziyette. Utku Kafkaslara girdik deyince yüreğim farklı attı, heyecan duydum. Bir yandan Sercan'ın düğününde çok olmak isterdim. Özdenle Utku WhatsApp'tan yazışıyorlar " sizin içinde hediye yapalım mı ? "diye sordu, ne uygunsa yapın dedim, bütün ailem, sülalem, akrabalar , eş dost düğünde olacaklar, neyse biz orda olamadık, sağlık olsun. Yol bayağı iyi, sürülü araziler bitti, bozkır gibi, ama yeşillik te başladı, yol boyu Akasya gibi ağaçlar var. Ağaçlar yine bitti, bozkıra girdik. Türkiye ile saat farkı bitti, aynı zaman dilimindeymişiz. Br yerleşim yerindeyiz, küçük bir kasaba, çıkışında polis durdurdu geldi sonra gidin dedi, yola devam ediyoruz. Epey geldik, saat kaç bilmiyorum, güneş battı, bir marketin otoparkına girdik. Arif ile Utku markete gittiler kalacağımızı söylemek için, inşallah izin verirler, temiz güzel bir yer. Küçük bir kaza gibi yer, bakalım ne diyecekler. Otopark görevlisi herhalde yakınımıza kadar geldi döndü, bekliyorum, geliyorlar. Utku ile Arif bir şeyler almışlar...uhhh Utkunun elinde kocaman poşet var. Evet çok güzel izin vermişler, bizimkiler de ayıp olmasın diye alışveriş etmişler. Marketin otoparkı bayağı büyük, istediğimiz bir köşeye karavanı park ettik, hava güzel rahatladık. Arif ile konuşan adam geldi tanıştık meğer Nogay Türk'üymüş, bayağı Türkçe konuşuyor, adam İngilizce bilmediği için derdimizi anlatmak için bayağı zorlandık dedi. Adam burada hiç bir problem yok, rahat kalabilirsiniz dedi, hatta su alabilirsiniz dedi ve yerini gösterdi. İsterseniz eve de götürürüm dedi. İsmi Canpolat mış, giderken ben ona bir tane İstanbul penyesi verdim, teşekkür etti ve gitti. Neyse ben yemek hazırlığına giriştim, o arada Canpolat yanında biriyle tekrar geldi, yanındaki Rus ve oranın müdürüymüş herhalde tanışmak istemiş. Tekrar Canpolat bir şeye ihtiyacımızın olup olmadığını sordu, su tuvalet sordu, ben de kapıdan tuvaleti gösterdim, şaşırdılar. O Rus adamın çocuğu olup olmadığını sordum, bir kız ve bir oğlu varmış, hemen 1 toka bir çift çorap verdim, penyeler M beden adama uymaz, neyse memnun ayrıldılar. Bizde huzur bulduk. Tam yemeğim pişti masayı kurdum, çorbayı ısıtacağım, Canpolat bu sefer yanında bir bayan ile geldi. Meğer bayan Ahıska Türk'lerindenmiş, çok güzel Türkçe konuşuyor, epey sohbet ettik. İstanbul ve Bursa'da akrabaları varmış, görümcesi Türkiye'de yaşıyormuş, kızda gelmek istiyormuş ama ailesini bırakamıyormuş. Baktım kız gitmiyor "duygulandım "dedi , ben de gel yemek yiyelim dedim, yok ben yedim siz yiyin dedi, markete gidip geleceğini söyledi. Apar topar yemek yedik, kız geldi, bu arada alışveriş etmiş bize de yaş pasta almış . Neyse sandalyeleri çıkarmıştık, dışarıda oturduk getirdiği pastayı yedik. Utku'nun doğum günü pastası oldun dedim, çünkü yarın doğum günü, kendi babasının da 2 gün sonra doğum günü olduğunu söyledi, ona pasta yapacakmış. Pastayı yedik kız müsaade istedi "çocuklarım yalnız" dedi. Erkek çocukları varmış galiba biri 2 diğeri 4 yaşında, kreşe gidiyorlarmış. Kocası Canpolat'ın arkadaşıymış, ona telefon etmiş, kocası da telefonu evde unutmuş, çalınca kız konuşmuş öyle haberi olmuş, sonra yanımıza taksi tutup gelmiş. Kızın ismi Zeynep, teklif etti bize gidelim diye, burada çok Türk varmış, burada olduğunuzu bilseler sizi bırakmazlar, bir hafta on gün tutarlar dedi. Biz vize durumumuzu anlattık, neyse Zeynep gittikten sonra Utku duş aldı, Arif yemek pişerken almıştı, bende mutfağı toplayıp duş aldım. Dışarıda biraz oturduk, saat 23.00 de yattık. Bir sivri sinek yüzünden uykum dağıldı. Marketin önünde iki kız epey oturdular, sonra taksiye binip gittiler, ellerinde poşet vardı. Kaldığımız yerin ismini (Zelenokumsk) bilmiyorum. Epey sonra tekrar sesler duydum, başka bir taksiden yine iki kız indi, aynı kızlar mı farklı mı anlayamadım. Öbür kızlar daha açık giyiniyorlardı bunlar o kadar açık değiller, çeşitli pozlar veriyorlar, habere selfi çekip duruyorlar, epey oyalandılar hoplaya zıplaya gittiler, ne olduğunu anlayamadım. Ben hemen uyuyamadım
60041.JPG
60042.JPG
60043.JPG
60045.JPG
60046.JPG
60047.JPG
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,691
Mesajlar
1,522,259
Kayıtlı Üye Sayımız
166,538
Kaydolan Son Üyemiz
sors

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst