Ynt: Çocuğuna Bir Şans Ver!!
thisrockhero' Alıntı:
Eskiden doğum günlerinde,karne hediyelerinde çocuklara bisiklet alınırdı. Çocukların hayatı hep sokaklarda geçerdi. Bir nevi hayata atılırlardı. Sabahın 9 unda kalkıp sokakta arkadaşlarıyla buluşup top oynarlar ya da bisikletlere atlayıp mahallede tur atarlardı.Ama şimdilerde hiçbir şey böyle değil.Çocuklara tatilerde bilgisayar alınmaya başlandı ve çocuklar odalarına mahkum edildi.Vücutları düzgünce gelişemedi. Bilgisayar başında her geçen gün kamburlaştılar.
Çocuklarına baskı yapmaya başladın . Çok oynuyorsun git başka bir şeyler yap dedii ama hiç bir zaman bu durumu kendinin yarattığını anlamadın.
Çocuklarını tv ye de mahkum ettin.Onlara var mısın yok musun,magazin,çarkıfelek,biri bizi gözetliyor,aşkı memnun, yaprak dökümü izlettin.Daha sonra yetenek sizsinizi açtın. Tv deki çocukların yeteneklerini gösterip sen hep tv başında otur bak elalemin çocukları neler yapıyorlar dedin. Ama çocuklarına yeteneklerini göstermek için bir fırsat vermedin. Her masaya bilgisayar koyup çocuklarından ders çalışmasını istedin.Testlerde çıkan yanlışlarda hep kızdın çocuğuna.
Ufacık evde sigara dumanına boğdun onu.Ciğerlerini kirlettin. Bunların hepsini bütün aileler çocuğuna yaptı.
Onlara hiç şans vermediniz.
Kaçınız çocuğnuzu yüzmeye tenise basketbola yolladınız.
Çocuğunu yarış atı olarak kullanma ona sadece bir şans ver. Gerisi gelir zaten.
ENGEL OLMA DESTEK OL!!!
Sevgili Burak'cığım;
Yukarıdaki yazının öncelikle ne amaçla yazdığınıda açıklamış olsaydın, açmış olduğun başlık da yorumlara yön verme fırsatın olacaktı. Bunu neden söylüyoruma gelirsek eğer, yazdığın yazıyı o kadar genele yaymışsın ki kim ne yazacağını bilemez.
Ben en azından kendi adıma sana bu konuda ki yorumlarımı buraya yazayım, sen değerlendir. 16 yaşında bir genç arkadaş olduğunu düşünürsek, sen den 1 yaş büyük erkek çocuk babası olarak sana pek katılmıyorum bu konuda.
Konu çok genel bir konu olduğundan sanki senin bir konuda sıkıntın olmuş ve bu sıkıntını buraya aktarmış gibi görüyorum seni, eskiden şöyleydi böyleydi dediğin şeyleri sen ne kara yaşadın bvilemiyorum fakat onları biz doya doya yaşadık, o günlerle bu günleri asla kıyaslayamazsın, şu zamana göre sizin için iyi taraflarıda kötü tarafları da var. Ben kendi adıma söyleyebilrim ki kimseyi oda hapsine sokmadık, her zaman olmasada mümkünse bereber birşeyler yapabilmek adına bir çok etkinlik içerisine girdik. Çok küçük bir örnek vermem gerekirse de en basiti( kendisi basit olmasa da) oğlumun izci olmasından dolayı bende gittim izci lideri oldum. Kenddisinden 5 yaş küçük kız kardeş ise onun da kendine ait bir dünyası çeok geniş bir arkadaş çevversi var. Elimizden geldiği kadar yapmak istedikleri(sosyal ve kültürel) kounlar konusunda destek vermeye çalıştım ve çalışıyorum. Durum hiç de senin dediğin gibi değil yani. Bu benim durumum.
Gelelim genele, o kadar psikolojik bir taraftan yaklşamışın ki sanki her ebeveyn senin dediğin gibi, sanki hepsi böyle davranıyor. Her ailenin değişik kültğr yaısından geldiğini unutmamak lazım, her ailenin yaşam şartlarını düşünmek lazım, imkanlarını görmek lazım. Kaçınız çocuğunuzu şuralara görürüyor suçlamasını yaparken, daha tenis raketini hayatında görmeyen aileler olduğunu da düşünmen gerekiyor, bulundukları çevrede götürebilecekleri bir havuz varmı onu bilmek gerekiyor. Konu toplumsal bir konu, böyle yazıyla falan biraz senin sorununa zor çare buluruz. Bu saydıklarımın hepsinin var olduğunu kabul ederek bir yorum ggetirmeye çalışalım birde, herşey düzgün hiç bir eksiğimiz yok, maddi sıkıntımız da o biçim. Bu sefer de gençlerde doyumsuzluk başlıyor. Nasıl mı? Çeveresinden okuldan yada arkadaşlarından görerek basketbol aynamak ve eğitimini almak isteyen bir genç, götürüldüğü bir eğitim kursundan gördüğü ağır eğitimden dolayı bundan kolayca vazgeçiyor, sanki hemen basketbol oynabileceğini sanıyor, malesef zoru görünce sıkıldım diyerek bu işten vazgeçiyor. Bir gitar kursu, bir yüzme kursu vb. örnekleri artırmak mümkün. Spor anlamında, vücutlarını geliştirmek anlamında, sağlıklı bir yaşam konusunda her ailenin kendi üzerine düşen görevler vardır. Bakın özellikle şu kelimeye dikkatinizi çekeririm AİLE. Bu ailenin siz gençlerde birer bireylerisiniz. Sizlerinde üzerine düşen görevler var. Az önce değinmiştim, bizlerin zamanında olmayan bir çok teknolojik ürünlerden faydalanarak, bizler sizlerin yaşındayken tanımadığımız DÜNYA gerçeğini görüyorsunuz.
Boynuz kulağı geçer hikayesi gibi sizlerin önünde devası bir bilgi hazineleri yatıyor, bende sorayım sana, hayatında kaç kere kütüpaneye gittin ve en çok ne kadar bir süre geçirdin. Bizlerin bir konu araştırması yapmamız ve konu hakkında rapor çıkarmamız yaklaşık 1 hafta sürerdi, peki ya şimdi; açıyorsun net'ini yazıyosun konuyu binlerce örenek karşında. Sizin yaşamsal olanaklarınız çok daha iyileştirilmiş durumda, bu yüzden 16-17-18 yaş gruplarındaki gençlerimiz daha bir bilgili daha bir kültürlü ve daha yeteneklilier. Bunlarda teknolojinin vermiş olduğu imknalardan yararlanarak kendi istek ve düşüncelerini yön verecek materyallere rahatlıkla ulaşabiliyorlar. Peki bu iş hep böyle mi gidiyor tabiki hayır diyeceğim, dediğim gibi bu ailenin yapısına bağlı olarak gelişir yada gelişemez, bu yaşanan teknolojilerin kötü yönlerinide alabilirler. Ama bizler ne istediğini bilen gençleri görünce onlara destek olmaktan büyük zevk duyarız, oluruzda. Türk toplumunun özelliklerinden biridir bu, gençlerimizi seviyoruz biz.
Malesef yukarda yazılan bu kadar aksiyonun içinde birde Türkiye'de Milli Eğitim Sistemi diye bilinen bir olgu var, biz ebeveynlerin kontrolu dışında sizler bu yarışın içine itiliyorusunuz. Biz meraklımıyız sizleri her gün dersanelere göndermeyi, her gün bu sınav sendromunu yaşamaya, sizlerin dersaneye gitmenizden dolayı biz ebeveynler zorluk içine girmiyormuyuz en çarpıcısı maddi olarak. Okul kontrolleri, denetimleri yetmiyormuş gibi birde dershane takibi başılıyor, bu söylediğimde yanlış anlaşılmasın bu kontrol dediğim dersleri anlamındadır, diğer kontroller tabiki de yapılacaktır. Hafta sonu geliyor sizler için ne kadar zor geliyorsa buralara gitmek sizler oraya gittiğiniz dee dolayı bizlerde proğramlarımzı size göre yapıyoruz, hayat akışını size göre düzenliyoruz. Öze gelirsek devletimiz sizlere eğitim olarak tüm güvenceleri verebilmiş olsalardı malesef bu durumlar oluşmayacaktı, ama şu anda durum bu ve bunu kabullenerek yaşıyoruz. Kalan zamanlara bakıldığında eğer düzgün kullanılırsa gene güzle etkinlikler yapılabilir, yapanlarda çok zaten. İleride iyi bir eğitim alabilmeniz için şu an için bunları yapmanız gerekiyor, hepimiz buna mecburuz.
Gelelim sonuca, sen ne kadar engel var desende aslında tüm plan ve proğramlarınızı düzgün yapabiliyor olsanız mutlaka ebeveynleriniz sizlere destek olacaktır. Bizler gençlerin önünü açmak için elimizden geleni yaparız, yeterki sizler akıllı, mantıklı ve uygulanabilir fikirler olsun. Sende DENE VE GÖR. Bunları söylerken tekrarlamadan geçemeyeceğim, toplumuzmuda ki aile yapılarına göre yaptığımız bu yorumlar her türlü değişiklik gösterecektir, kimin ne şekilde ne şartlarda yaşadığını bilemiyoruz. Lütfen unutma; bu ülkede hala BİSİKLET'i olmayan, evinde TV'si olmayan çocuklar ve aileri var. Bırak evinde bilgisayarı olmasını acaba çevresinde varmıdır? Bunlarıda bir düşün olurmu.
Sizlerin elinde bulunan imkanları ( her ne şekilde olursan olsun ) az veya çok ucuz yada pahalı değerlendirip hayattan kendinize bir yer edinmeye, kendinizi geliştirmeye çalışmalısınız. Eğer büyükleriniz size gelmiyorsa siz büyüklerinize gidin. Her zaman istekli olun, mutlaka faydasını göreceksiniz.
Bir gün sende BABA olacaksın Burak'cığım unutma.
Tüm herşeyimiz CANIMIZ bile sizin için feda olsun, herşeyden öenemlisi BAHTINIZ açık olsun.
Sevgilerimle.