Gelidonya fenerine yolculuk Ankaradan/Antalyaya

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan ceken_bilir Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 37
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 8,673

ceken_bilir

Yolculuk, hayallerle çıkıp grceklerle geri dönmktr
Mesajlar
86
Tepkime Puanı
0
Yer
Ankara
Gelidonya fenerine yolculuk. Ankara dan Antalyaya uzanan akabindede tekrar Ankaraya sağ sağlim dönmeyi hedeflediğimiz serüven dolu bir o kadarda neşeli ve zorluklarla mücadele ettiğimiz motosiklet yolculuğumuz.
Lokman ağabeyle birlikte planlar günler öncesinden yapılmıştı ne hikmettir yapılan bu planlar o gün geldiğinde
ya bi değişikliğe uğrar yada uygulamada problemler çıkar kısacası evdeki hesabın çarşıdakiyle biraz karıştığı hep
olmuştur.
08.06.2012 Öğle saatleri yolculuğumuzun startını vermemiz gereken vakit, ne yazıkki bitmek bilmeyen
son dakika hazırlıkları, planların esnek değişikliklere uğraması nedeni ile birtürlü yola çıkamıyoruz.
Nihayet saat 16: 17: sularında yolculuğumuz başlıyor!
Henüz üzerimizdeki stresi atamamışken motosikletimizin daha Ank dan cıkmadan Eskişehir yolu istikametinde benzini bitiyor,neyseki benzinlik bir km kadar mesefede Lokman ağabey " ben dolmuşa binip benzin alıp geliyim" teklifinde bulunuyor, mesafenin kısa olması nedeni ile dolmuşa binmenin gereksiz itmemizin yerinde olacağını düşünüyorum
lakin bu itme kakma işi fazla uzun sürmüyor yol biraz yokuş
hava sıcak zorlanıyoruz haliyle lokman ağabey atlıyor dolmuşa :smiley: o arada bende tripotumu çıkarıp yolculuğumuzun ilk karesini ölümsüzleştiriyorum.
Benzinimizi koyup yeni bir başlangıçla tekrar yola koyuluyoruz. Aksilikler peşimizi bırakmıyor lokman ağabey arka frenin tutmadığını ön frenede bakılması gerektiğini hatırlatıyor bana, heralde bende tam manasıyla yola koyulamamış olmanın sıkıntısıyla olacakki "gerekirse motor freniyle gideriz abi antalyaya" diyorum :smiley:
Polatlıya ulaşıyoruz o halde, henüz 70,80 km lik bi yol aldık daha, hemen bi tamirciye uğruyoruz. Arka fren değişiyor ön fren ayarlanıyor zincir sıkılıyor derken bi pürüz daha bu seferde motosiklet yağ kaçırıyor yağ keçesinin değişmesi lazım neyse diyoruz o kadarıda kalsın. Lokman ağabeyle birlikte atlıyoruz tekrar motora, yolculuk boyunca üstüne oturacağım kırmızı minderimi tekrar puff yapıp altıma alıyorum, bu minderi beraberimde götürmediğim yolculuklarda motorun arkasında sıfır konfor ve sert zeminin vermiş olduğu rahatsızlık son derece acı verici. Herşeye rağmen kazasız belasız olmasını dua ederek motosiklet bana ne kadar fiziki birtakım rahatsızlıklar versede aldığım keyife tattırdığı özgürlük hissine değiyor... Sükunet içinde yola kaldığımız yerden devam ediyoruz.

DSCN1902.JPG


DSCN1908.JPG


0.JPG
 

Ekli dosyalar

  • 0101.JPG
    0101.JPG
    134.8 KB · Görüntüleme: 277

Etiketler
Afyonda yolumuza devam ederken hava kararıyor artık, tekrar benzinlikte mola veriyoruz.
Motosikletimizin stop lambası yanmadığı için bunun yerine alternatif formüller arıyoruz. Çantadan çıkardığımız el fenerini kırmızı bi poşetle kaplayıp arka bagaja sabitliyor yolumuza devam ediyoruz.
"Çanakkale geçilmez" tarihi repliğinin karşılığını adeta afyonda buluyoruz "Afyon geçilmez" geçemiyoruz birtürlü saatler ilerliyor akşamın olmasıyla soğuyan hava sürekli molalarımızı arttırıyor.Yaz ayında olmamıza rağmen afyonun soğukları çekilmiyor diyebilirim.

Gece yarısını çoktan geçti karanlığın içinde yer yer yol çalışmalarının verdiği tehlikelerle ve ağır kanlılıkla yolumuza devam ediyoruz. Motosikletin farı çok sağlıklı bi görüş açısı vermiyor bize, zar zor görüyoruz önümüzü deyim yerindeyse "Allaha emanet" gidiyoruz.

02.JPG


03.JPG


01.JPG
 

Saat 03: suları benzinimiz bitmek üzere yola geç çıkmak soğuk, yorgunluk, karanlık, uykusuzluk olarak bize geri dönüyor.En önemlisi soğuk ilerlememizi pıhtılaştırıyor adeta. Benzinliğe giriyoruz pompacıyla kısa bir sohbetden sonra bizi makamına davet ediyor :smiley: içeride baş köşede gece devriyesine çıkmış benzin pompacısının makamını işgal etmiş ara sıra bu makama uğrayıp gecenin belli bölümlerini burada geçiren kolluk kuvvetlerimizden tsk'den komutan karşılıyor bizi önünde mütevazi bi masa masanın önünde sağlı sollu karşılıklı sandalyeler
sandalyelerin birindede yöre halkından bi vatandaş. Slm verip oturuyoruz pombacıda arkamızdan giriyor bize sıcak neskafe ikram ediyor sevmediğim halde içiyorum içim ısınsın diye.
Hoş bir sohbete başlıyoruz ardından, biraz olsun ısınıyoruz fakat ayakların hala buz gibiler, sohbet uzadıkca uykusuzluk artıyor benziliğin yanında küçük bi mescit olduğunu öğreniyoruz izin isteyip orda yatmaya karar veriyoruz uyku tulumlarını mescitin içine serip 3,5 saatte olsa kestirme vakti. uyumak için güvenli bi yerden daha güzeli yok...


DSCN1915.JPG
 

Ekli dosyalar

  • 001.JPG
    001.JPG
    40.7 KB · Görüntüleme: 259

Soluksuz bir şekilde Burdura kadar gidiyoruz Antalyaya yaklaştıkca hava iyiden iyiye sıcaklığını hissttiriyor
Afyonun soğuğundan sonra bu çok iyi.Sigara içmek için duruyoruz burdur gölüne karşı birkaç fotodan sonra sıra kahvaltı için uygun bir yer bulmakta.Yol üstünde benzinlik yanında nezih bi yer, kahvaltıya son derece uygun kaşarlı,sucuklu gözlemeler sabah çay'ı ile birlikte afiyetle mideye iniyor. Bulunduğumuz yerin hemen arkasında bazı evlerinde sular altında kaldığı ismini sorduğum halde öğrenemediğim güzel bir göl çıkıyor karşımıza,amatör tatlısu balıkcısı olduğum için göllere olan sevgimden olacakki hemen incelemeye koyuluyorum, neyazıkki fazla vakit yok biraz etrafında gezindikten sonra yola koyuluyoruz.

DSCN1920.JPG


DSCN1924.JPG


DSCN1925.JPG


DSCN1926.JPG


DSCN1927.JPG
 

Nihayet Antalya! saat 15: dünden beri yollardayız.
Antalya havalimanı yakınlarında oturmata olan lokman ağabeyin asker arkdaşı Ali ihsan ağabeyin yanına gidiyoruz,
mobiya işi yapmakta olduğunu öğrendiğim ali ihsan ağabey bizi dükkanında karşılıyor ikramlarda bulunup kısa bir sohbet ettiktan sonra motosikletimizi dükkanının içine parkediyor üzerimizdeki yorgunluğu ve stresi atmak için servise binip Konyaaltı plajına gidiyoruz.Motosiklet sürmekten yorulan lokman ağabey servisle gidelim plaja diyor bu benim içinde çok iyi zira arkada oturmanın verdiği acının katlanılmaz evresine girmiş bulunmaktayım artık. Konyaaltında deniz,güneş,dalgalar bizi karşılıyor kucaklaşıp hasret gidiyoruz.


1.JPG


a.i.jpg
 

Ekli dosyalar

  • 2.JPG
    2.JPG
    96.9 KB · Görüntüleme: 321



Ertesi sabah deliksiz bir uyku güzel bir kahvaltıdan sonra gelidonya fenerine gitmek için hazırlıklarımızı yapıyoruz motosikletimizi ali ihsan ağabeyin evininin bahçesine park edip yolun bundan sonraki kısmını otostop ve yaya olarak devam etceğiz, forumda okuduğumuz otostopla irana giden bir gezginin bunu nasıl yaptığını tecrübe etceğiz en azından kısa bir versiyonunu, bu tip bir yolculuğun bize neler katacağını görmek isitiyoruz sabırsızlıkla.

Servise binip konyaaltına gidiyoruz buradan çevre yoluna doğru sırtımızda ağir bir çantayla değişmeli olarak yolculuğumuz başlıyor. Antalya kemer yolu istikametinden hatırladığım kadarıyla Kumlucaya oradan mavikent ve son olarakda karaöz den gelidonya fenerine ulaşmayı hedefliyoruz.

DSCN1991.JPG


DSCN1989.JPG


0202.JPG
 

Bir kaç otostoptan sonra göynüğe kadar giden küçük bi kamyonetin kasasında kendimize yer buluyoruz, göynükten yine kısa mesafeler alarak otostopla yolumza devam ediyoruz. saatler ilerliyor fakat bu yol böle bitecek gbi gözükmüyor otostoplarımız bir türlü karşılık bulmuyor araç sahipleri tarafından, bizde çağreyi kırmızı ışıkda mendil satan çocuklar gibi duran arabaların yakasına yapışmakta buluyoruz :smiley:işe yarıyor :smiley: cok fazla araç değiştirdik birtürlü kumlucaya transit giden bi vasıta bulamadık sıcaktan tişörtümü cıkardığımdan atletle yola devam edince farkında olmadan omuzlarım ve kollarım yandığı için sırtımdaki çanta acı vermeye başlıyor.

kamynt.JPG


çmyv.JPG


içri.JPG


DSCN1996.JPG


DSCN1985.JPG
 

Ynt: Gelidonya fenerine yolculuk Ankaradan/Antalyaya

Sonunda vardık kumlucaya ve bu otostop fikrinin hiç akıllıca olmadığına karar verdik irana otostopla giden gezgin arkadaşımızada başarılarının devamını diliyoruz ;) Kumlucadan yine otostoplarla karaöz'e kadar gidiyoruz pikapına bindiğimiz emekli bi öğretmen aşırı derecede kafa ütülüyor ankaralı olduğumuzu öğrenince büyükşehir belediye başkanından konuyu açıyor, sanırsın aralarında kan davası var, kardeşim sen nerdesin o nerde bize ne anlatıyosun bunları herşeyi ondan sorumlu tutuyor, diyemiyoruz tabi :smiley: zor bela kendimizi atıyoruz araçtan son bir pikaba daha biniyoruz bu seferki hızlı ve öfkeli kasada bir o yana bir bu yana savruluyoruz...

kumluca.JPG


kmm.JPG


DSCN2003.JPG


DSCN2005.JPG


DSCN2006.JPG
 

Ynt: Gelidonya fenerine yolculuk Ankaradan/Antalyaya

Hayallerimi süsleyen, bu anlamda en önemli hedeflerimden biri olan "Likya yoluna" giriyoruz bir günlüğünede olsa bu yola adımımı atıyorum...
en kısa zamanda seninle tekrar uzun soluklu bi serüven yaşamak için eşiğine varacağım.


Yollar uzayacak artık
Ve baya bi yorulacağım
Mekanmı,kubbeli bir çadır
Zamandanda habersiz olacağım.
Toparlanma vakti geldi sayılır
Nereyemi gideceğim
Güneş yoluna!!! ( Likya yolu )
İmza : Mustafa KARAHAN ( sana olan sevgimin hediyesidir,umarım beni tekrar kabul edersin. )

DSCN2009.JPG


DSCN2010.JPG


DSCN2011.JPG


DSCN2028.JPG


00.JPG
 

Ynt: Gelidonya fenerine yolculuk Ankaradan/Antalyaya

Sahilden biraz uzaklaşıp likya yolunda ilerliyoruz karşımıza fenerin tabelası çıkıyor sola doğru dik
etrafı çamlarla kaplı patika, birkaç keskin dönüşün ardından dik bir deparlı çıkışla nihayet fenere ulaşıyoruz.
Hava kararmak üzere çadırımızı fenerin çaprazında küçük bir çardağin üsütüne kuruyoruz güvenli olması açısından.
Etraftan çalı çırpı toplayarak küçük bi ateş yakıp çöpte sucuk yapıyorum, karnımızı doyurduktan sonra fenere bi göz tamak istiyoruz. Etrafında gezerken karşımıza fenerin duvarına tutunmuş kocaman bir örümcek bize merhaba diyor ve bundan sonra yaşayacağımız korku dolu gecenin adeta habercsi oluyor.Çeşit çeşit haşerat hoplayıp zıplıyor sağımızda solumuzda hiç haz etmediğimiz bu hayvanlar bzi strese sokuyor derken lokman ağabey burada akrepte varmış diyor ama ben buna ihtimal bile vermiyorum ateşin başına dönüyorum lokman ağabey biraz sonra beni çağırıp kayaların üzerindeki akrebi gösterdiğinde kaçacak delik arıyoruz, herşeyi olduğu gbi bırakıp çadıra atıyoruz kendmizi kapıları bacaları sıkı sıkı örtyoruz tam haşeratdan kurtulduk derken bu seferde dışardan gelen garip ve korkutucu
sesler bizi inanılmaz strese sokuyor, birileri etrafımızda bizi korkutmak için türlü oyunlar oynuyor sanki, vakit geçmek bilmiyor Türlü dualar ederek korku dolu bi gecenin ardından nihayet ertesi sabah,şükürler olsun akşamki tılsımlı hava bir anda yerini huzura,aydınlığa,manzaraya bırakıyor.

DSCN2036.JPG


DSCN2038.JPG


DSCN2047.JPG


DSCN2046.JPG


DSCN2113.JPG
 



Ynt: Gelidonya fenerine yolculuk Ankaradan/Antalyaya

yazı çok güzel . zaten amaç sıradanlıktan kurtulmak değilmi :smiley:
bir anıda ben aktarmak isterim arkadaşlar(lokman ağabey olarak :smiley: ).
bir cami fotosu var yukarıda .öğlen namazı için camiye giriyorum .mustafa dışarıda bekliyor. imam misafir olduğumu farkedince ikindi vakti için ezan okurmusun diye teklif ediyor.tamam diyorum ve ezan okuyorum .okuduğum ezanı camini içinde kendim duymadan tamamlıyoruz .sonra dışarı çıktığımda soruyorum mustafaya,duydum mu ezanı? evet diyor.ben okudum diyorum .
mustafa diyor abi kusura bakma dedimki bu ne kötü bir sestir diye içimden geçirdim diyor ve gülüyoruz.bende takdir edilmişliğin sebebiyle farklı bakıyorum hayata :smiley:


buda böyle bir anımdır .

eksik olma mustafa


herkese selamlar.
 

Gece vardiyasında çalışan haşeratdan sonra gündüz işcileri işbaşında şimdide onlardan bitanesi dev kertenkele...

DSCN2103.JPG


DSCN2104.JPG
 

Fotorağflarımızı çekip hazırlıklarımızı tamamlayıp inişe geçiyoruz artık...

DSCN2056.JPG


DSCN2058.JPG


DSCN2060.JPG


DSCN2062.JPG


DSCN2065.JPG
 


Buraya nasıl çıktığı konusunda beni biraz şaşırtan bu eski mobilet yolculuğumuza ismini veriyor "Kırık bisiklet"

DSCN2108.JPG
 

Ekli dosyalar

  • DSCN2106.JPG
    DSCN2106.JPG
    74.8 KB · Görüntüleme: 232




Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
104,247
Mesajlar
1,529,705
Kayıtlı Üye Sayımız
166,890
Kaydolan Son Üyemiz
sudeninnotlari

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst