delimengi
Kamp II
Önce Yol arkadaşlarım




Ayrıntı 1
Hep bir başlama telaşı vardır , hep fiyakalı bir başlık olsun ister insan
Nobel verilmeyecektir ama gene de güzel bir başlık olsun ister insan , açıkçası
Bu sefer de , diğer bir çok seferde olduğu gibi fiyakalı bir başlık yok elde ,
İşte o yada bu yüzden tarih ve sezonun son gezisi , sezonun sonu kısmına belki ilerde değiniriz
Aslında suretin ta kendisinde olması gerektiği gibi ec motosiklet festivaline gidiyorduk ( aslında burada motosikletten ziyade ofrod demek daha akla yatkın geliyor ama gene de motosiklet ) festivale yada motorcuların toplaşmasına gideceğim aylar öncesinden kesindi ama son anda iş nedeni ile değişiklikler olunca , bende ortak dostlarla yola çıkacağım diye düşünürken , birden oynak bir zaman dilimi üzerinde bulunca kendimi , yola tek çıkmaya karar verdim ama kabaca çıkış saatim 17,30 Temde ki Kurtköy opetti ve beraber yola çıkmayı düşündüğüm birkaç arkadaşıma durumu bir hafta önceden bildirdim ve ayrı bir yola çıkış hikayesi ortaya çıktı
Sevgili dostum Mehmet benim yola çıkmayı düşündüğüm zamanda eşi denizle tek motor suzuki dl 650 olmak üzere , tatlılar tatlısı Baturay suzuki dl 650 , Benay bmv f 650 ile 3 motor 4 kişi zaten yola çıkacaklarını eğer ayarlayabilirsem , denk gelirsek beraber yola çıkabileceğimizi söylemişti ,
O gün geldiğinde 15 dk rotarlada olsa önceden sözleştiğimiz gibi Temde ki Kurtköy opette buluştuk
Ayrıntı 2
Bu yolculuğun benim için 2 değişik yanı vardı , bunlardan biri yola arkamda babamla çıkacaktım
Bir akşam nerden geldiysem hatırlamıyorum , yorgunluğuma bakıp ne yorulmaz bıkmaz bir adamsın dediğinde gezmekten
Yakın bir etkinlik var gel istersen seni de götüreyim hem oğlun hakkında bir fikrin olur demiştim , çadırı kurar bırakırım seni kendi haline demiştim , beraber yola çıkacaktık varış noktasından sonra her kes kendi yoluna bakacaktı
Daha önce 2001 yılında beraber bu şekilde bir tatile çıkmıştık , fethiyede 700 kişilik bir otelde kalmış ama toplamda 30 dakika konuşmamıştık bile ,Gezi işi benim için biraz kişisel bir iş olduğundan , babam talebimi normal ve haklı bulmuştu , zaten aksini oda pek düşünmezdi sanırım
Bu sene aslında birkaç kere daha çağırmıştım ama ya işleri müsait olmamıştı yada havalar çok ağır gelmişti
Evet babam benle gelecekti , yolculuk boyunca tüm kurallara uyacak ne olursa olsun sızlanmayacak , ve motosiklet durduktan sonra başının çaresine bakacaktı
Ayrıntı 3
Deniz diye 25 yaşlarında bir kawasaki ern 6 n kullanıcısı ,motosikletle gezerken iyi ama inince bazen nefret ediyorum ( kız kardeşim Zeynep gibi her 3 saatte bana bir tane yumruk atmak ister gibi , çok biliyorum ellerini sıkıp sinirden bana dalmak istediği anları , Allah tan aramızda 35 kilo var da , gözüne kestiremiyor ) bütün yolculuk boyunca koşulsuz sızlanmama ve şikayet etmeme şartına evet dediği andan itibaren tartışılmaz yol arkadaşı
Motosikletini aldığı ilk günden ( o zamanlar gilere 180 runer scooter ) beri , sürekli gelişimini takip ettiğim ve mümkün olduğunca bir şeyler öğretmeye çalıştığım , ve motosiklete binme konusunda hayli yetenekli olduğunu düşündüğüm , beraberde bir miktar yol yapmış olduğum , benimle son derece uyumlu ve senkronize motosiklet kullanabilen biri , bu yolculukla beraber denizde merak ettiğim bir öğrenme sürecinin sonun da , acaba benim aklımdaki motorculuğu sevip sevemeyeceği idi , yolda çok zorlu anlar oldu ( ilerde anlatacağım ) hiç yanıltmadı beni , sanırım iyi bir motorcu olacak ama daha yol uzun ve zamanı çok var , umarım bu güne kadar geldiği gibi devam eder ama sanırım uzunca bir zaman için beraber yaptığımız son yolculuk bu olacak
Ayrıntı 4
Sevgili murat da düzcede honda nx falcon 400 ile bize gece 24 doğru katılıyor , ama malisef çok denk gelemiyoruz ilerde oralara da geleceğim
Gezinin ilk anları , temdeki kurt köy opet benzin istasyonu , son hazırlıkları yapıyoruz ve yola çıkıyoruz , kontrollü serbest sürüş yapacağız 90 km ila 120 bandı arasında seyredeceğiz ve bir mola verip düzce ye gireceğiz ,
Yol yaklaşık 230 km ve normal yol ve iklim koşullarında tahmini varış zamanı 3 saat
Saat 20,30 ila 21.00 arasında festival alanında olmayı düşünüyoruz , fakat hava yağıyor ve cebimde aksiliklere karşın 2 tane daha alternatif pılan var ( ilerde nasıl kullanacağımıza geleceğiz )festival bölgesi geçtiğimiz bir yıl içinde 4 kere gittiğim bir bölge , dağlar benim sayılır

Aslında bura da denizin bulunduğu bir fotoğraf var ama siz göremiyorsunuz
Çok zamanki gibi kibir i ile abuk sabuk bir şeyler söyleyince onun bulunduğu yaklaşık 90 kareyi gezi yazısı içinden çıkarıyorum , o yüzden fotoğraflarda biraz kopukluk olabilir
Neyse yola dönecek olursak şayet , Gebze çıkışında trafik inanılmaz sıkışıyor ve dil ovasına kadar yaklaşık 5 km kadar sürüyor , yan çantalarımla yolculuk yapmaya alıştığım için ve sıkışık alanlarda motosikletime hakim olduğum için aralardan deniz peşimde sıyrılıyorum , arada onun da takıldığı yerler oluyor ama kısa beklemelerle yetişiyor ama bir ara arkadaki 3 motorla aramda biraz mesafe açılınca durup yanlarına gidiyorum , daha yola çıkalı 15 dk olmadı ama ilk molayı verdik bile , bu arada bu mola denize de yarıyor , yağış iyice hızını artırmaya başlayınca oda motosiklet pantolonunu giyiyor
Arkadaki gurupla konuşurken birden trafik biraz hareketlenir gibi oluyor , aslında aralar zaten açık , bu arada tekrar motorumun yanına gidiyorum , denize seninde girebileceğin yerlere gireceğim , peşimden ayrılma diyorum , yanıltmıyor beni sağ olsun , artık gösterdiğim ve anlattığım ne varsa uygulayacağı ciddi bir eğitim sürüşüne başlamış bulunuyoruz
Buradan sonra baturay ve Benay beraber sürmeye başlıyor , ben ve deniz hakeza öyle , mehmet ( Mehmet derken sadece cümleyi uzatmamak adına böyle konuşuyorum , kendimden 10 yaş büyük birine ne kadar arkadaş olsak da abi demeyecek kadar saygısız biri olarak gözükmek istemem ) aramızda geziniyor ama bir daha düzceye kadar zaten 5 motor hiçbir araya gelemiyoruz

Dil ovasından 5 km kadar ilerde bir kamyon cebinde arkada kalanları beklemek için duruyoruz aramızda 8 dk kalık bir zaman var , durduğumuzda saate bakmıştım
Mehmet bizi fark ettiğinde çok geçmişti ve emniyetli bir duruş zamanı olmadığı için selam verip devam etti , mehmetin hemen arkasından baturay ve benay geliyordur diye bizde motorlara binmek üzere idik ki baturay geçti , ona devam et diyebildik , benay geldiğinde zaten kontak açmıştık , yaklaşık 20 km içinde benayda bizimle sürdü ve ilerde baturayı da yakalayıp 4 motor 90 – 110 bandında sürmeye başladık , aklımda her benzinliğe girip Mehmetleri yakalamak vardı , bir tırı sollayıp 2 km ilerde ki bp ye gireriz diye düşünüyordum , benimle birlikte denizde tırı geçip benzinliğe girdik ama baturay ve benay devam etti , yağmur iyice hızlanmaya başlamıştı ve biz burada da 30 dk lık bir mola verdik

Mehmet baturayın aslında onun hep burada mola verdiğini söylüyordu , daha sonradan baturay ben sizi gördüm ama özellikle durmadım diye söyleyecekti , benayda baturaya uymuştu , yolculuk iyice enteresan olmaya başladı , buradan sonra görüğümüz her benzinliğe ve tır parkına giriyoruz , benim devam ettiğim bir yerde Mehmet durup baturayla konuşuyor , meğerse girdiğimiz yerlerden birindeler imiş

Artık denizle beraber 2 motor devam ediyoruz , ama ne devam etmek , hava kararmaya başlamış ve yağmur delirmiş gibi yağıyor , denizin soğuk problemi var endişeleniyorum ama sapanca çıkışındaki bercesteye kandıra sapağından sonra 120 bandı üzerinde giriyorum , denizde tık yok , delirmiş bu kız diyorum nereye girsem geliyor
Bercestede arkadan gelenler motorları görüp dursun diye yolun gözüken tarafına çekiyorum
Sizde bu durumlarda bulunmak görülmek istiyorsanız bunu mutlaka yapın
İçeri girmeyip dışarıda uturuyoruz tam 3 çay derken Mehmet de geliyor baturay ve ve benay devam ediyor ve gps e uyup ilerden hendek sapağından girip yarı kayıp oluyorlar
Her kez ıslanmış babam denize helal olsun sana kızım valla diyor şu yağmurda geliyorsun ve sızlanmayıp hayatından memnunsun diyor , montumun boyun kısmından biraz su içeri girip göğsüme kadar işlemiş ama üşümüyorum , yolun bundan sonraki kısımını mola vermeden gitmek istiyoruz ama olmuyor baturay yolda mehmeti arıyor ve ona yolu tarif ediyoruz

Düzce 60 km kadar var baturay tekrar Mehmet i arıyor duruyoruz , gps aldanıp hendekten girmiş , düzce merkeze doğru devam etmesini ve merkezde her hangi bir yerde durmasını ve bizi aramasını söylüyoruz , biraz ürkmeye başlamış bir ses tonu vardı baturayın , doğrusu düzce hendek arasında gecenin karanlığında ve yağmurda kalmak her zaman her motorcu için ürkütücü olabilir
Düzce gişelere 5 km kadar kala yağış kesiliyor , ciddi bir oh çekiyoruz , yol birden daha keyifleniyor , gişelerden geçince duruyoruz ve mehmete baturayı aramasını söylüyorum , bir kaö aramadan sonra telefona yanıt alıyoruz , düzce ye 40 km mesafedelermiş , bizden düzce merkeze yaklaşık 15 km mesafede olmalıyız , aramızda 25 km ve yada 20 dakika olmalı , tekrar düzce merkezde buluşmak üzere sözleşiyoruz
Yaklaşık 150 km yağmur yemişiz ve ıslak kelimesi bizi tarif için türetilmiş olmalı

Gişelerden çıkınca düzce merkeze yöneliyoruz , daha önceki gidişlerimizde uğradığımız bir pastahane var , gurubu oraya götürüyorum saat on biri bulmuş durumda , çay bitmiş ama sıcak su mevcut ,burada imdada benim yanımda getirdiğim lipton sallama çaylarım giriyor
Murat da arıyor ne durumdayız diye soruyor , seni bekliyoruz diyorum ve oda tekrar yola çıkıyor , bizim gibi yağmur yememiş , yağmuru biz yemişiz ve bitmiş , murat istanbuldan saat 19,30 gibi yola çıkmıştı
Derken baturay arıyor biz şuradayız diyor adam dibimize kadar gelmiş aramızda 100 metre bile yok aman diyorum sakın kıpırdama ben geliyorum , biz geleli daha 15 dk olmadı bile , her kez şaşırıyor , evet aramızda şu kadar zaman var diye hesaplamıştım ama bu denli nokta atışı düşünmüyordum , baturay ve benayla sonunda buluşuyoruz , pastahaneye kadar benayın motorunu kullanma şerefine nail oluyorum , biraz sola çekiyor alet
Bir tek eksiğimiz murat onunda gelmesi fazla sürmeyecek zaten
Derken bir fotoğraf çekeyim diyorum , ve yüzlerdeki bu mutlu durumu belgeliyorum , sanırım deniz halen fazlası ile dinç , belki de halen inanamıyor yaşadığı yolculuğa , zaten motorunun da açıldığını söylüyor , gaza tepkileri daha başka diyor
Sevgili dostum akgün kamp alanında olduğu için onu arıyorum , ne alemde oralar diyince , baba gelmeni çok isterim ama gelme diyor , eyvallah diyorum ve durumu yol arkadaşlarıma söylüyorum
Dileyen kamp alanına da gidebilir ama buraya 25 kadar bir mesafede samendere şelalesi diye bir yer var ve orada , Zekai abi nin bir pansiyonu var , orada kalırız ,
Açık mıdır ? sanmam
Telefonu var mı ? bende yok ama orada cep telefonlarıda zaten çekmez
Boşmudur , yer var mı dır ? , emin değilim ama bence boştur , doluysa da başka alternatiflerde var ama orda çözeriz bu işi
Ya bu saatte ayıp olmaz mı ? yok olmaz alışkındır zaten benim böyle zamanlarda gelme me
Benay , acaba biz buralarda mı kalacak yer baksak diyince , valla siz bilirsiniz diyince , Mehmet söze giriyor , için rahat olsun sen Yusuf u tanımıyorsun ama 40 ayrı hesap yapmıştır , eminim bizi harika bir yere götürecektir
Bu arada murat da geliyor bir çay daha içip kalkıyoruz

Ben biraz hızlıca çıkıp motorumu gidiş istikametimizde karşı sokağa çekiyorum ve tekrar gurubun yanına geldiğimde , az önce kaldırımda inmeye çalışırken , yardım istermisin dediğim deniz , malisef yumuşakca motoru sola yatırıyor ama sorun yok
Hareket düzenimizi alıyoruz ortalama 40 km hızla beyköy üzerinden şimşirliğe ve oradan da samandereye devam ediyorum , yolda çok güzel bir sis başlıyor , aynamda denizi görmek beni mutlu ediyor , içimden kaç kere helal olsun dedim bilmiyorum

pansiyona tahta bir köprüden geçiliyor , köprü girişinde motoru stop ediyorum ve arkadaşlarıma burada beklemelerini söylüyorum , karanlık izbe bir yolun sonunda vardığımız pansiyon önünde , yüzlerde endişeli bir ifade var , acaba ne çıkacak karşımıza
neyse gidip kapıyı çalıyorum zekai abi açıyor kapıyı , abi şaşırdın mı diyorum bu saatte beni görünce
abi pansiyonda yer varmı , hatta umarım boştur , biz birkaç kişi varız da
Allah razı olsun pansiyon sizin ama keşke haber verseydin diyor , hep böyle hazırlıksız yakalanıyoruz sana diyor , çok bişi arayacak durumda değiliz zaten için rahat olsun diyorum ama sobayı yakman şart diye de iliştiriyorum
Tasalanma sen aç çocuk gibi besleriz diyor
Abi sen acele etme biz motorları içeri alalım diyorum , gurubun yanına gelip tamam buyurun diyince , her kes yürümeye başlıyor , aga durup motorlarla girsenize diyorum ama şaka gibi geliyor
Aklı kesmeyenin motorunu ben alırım diyip kendi motorumu içeri alıyorum , geri geldiğimde deniz hemen benim kini de diyor , sırası ile birkaç arkadaşa daha yardım ediyorum

soba yanıyor her kes soyunup dökülüyor , zekai abide soğuk bira var , arkadaşlar alıyor , ben hemen çantamdan bir şişe şarabımı çıkarıp açıyorum ve dostlarımla paylaşıyorum , güzel bir sohbet başlıyor saat 4 de doğru her kez uykuya çekiliyor ,
sabah erken kalkıp kahvaltıdan önce biraz çıkacağımı söyleyince mehmetle murat bizi de kaldır diyorlar , kahvaltı saat dokuzda
bir şişe şarap bitmiş ama bende tık yok , saat beşe çeyrek falan kala zekai abinin yiğenleri alt katın anahtarlarını bize verip gün doğumu seyretmeye gidiyorlar , giderken son birer bira daha alıyoruz derken saat 5 e doğru deniz bende yatayım artık diyor , bende gideyim artık diyorum başta anlamıyor , botlarımı ve montumu giydiğimi görünce yüzünde acabamı tarzından bir ifade beliriyor , derken denize iyi geceler dileyip , karanlığın içine kontak açıyorum , Cuma sabah saat yedide kalkmışım aradan yirmi iki saat geçmiş


Bir solukta ani gazlar çekerek 5 km kadar iniyorum hava henüz aydınlanmamış
Birkaç sigara yakıp yolun ortasına uzanıyorum , bazen sırf bu yüzden çok seviyorum kendimi
Acaba halen sarhoş olabilir miyim diye soruyorum kendime , git yat ulan işte ne derdin var olum senin kendinle diyorum , bir ara acaba pansiyona dönsem mi diye soruyorum kendime ve ayıplıyorum Yusuf mengiyi , karanlığın içine devam ediyorum , içimde bitmez bir arınmışlık ve huzur… bu dağlar benim