AlperGunay
Ana Kamp
Ynt: Isparta Aksu'dan Antalya Köprüçay'a (19 - 29 Mayıs 2010)
Köprüçay Provası: Kaynaklar Yürüyüşü
18 veya 19 Mayıs’ta yapmayı düşündüğüm Isparta-Antalya Köprüçay yürüyüşü için, hemen hemen aynı malzeme ve yükle, İzmir/Kaynaklar’da 28-29 Nisan’da (dün ve bugün) bir prova yaptım. Aşağıda bu gezinin kısa öyküsünü ve fotoğraflarını bulacaksınız (yalnız olduğum için pek fazla fotoğraf çekemedim).
Kaynaklar civarında daha önce Google Earth (GE)’den işaretlediğim rota, girişinden itibaren çok farklı çıktı: yamaçlar görünenden daha dik, toprak gözüken yerler yer yer kayalıklardan oluşuyordu. Sırt çantamı tartmadım ama çok ağırdı. Yükümü asıl ağırlaştıran, taşıdığım 5 lt. suydu.
Rotada değişiklik yaptıktan sonra, saat 13:00 civarında önümde uzanan orman yolunu takip etmeye başladım. Solumda küçük bir akarsu vardı ve akarsu boyunca genç çınar ağaçları uzanıyordu. Yol, çam ormanının içinden geçiyordu ve burnuma çam kokuları geliyordu.
Yolun yarısında bir yemek molası verdim. Öğle yemeği menüsünde kepekli makarna, ketçap ve filtre kahve vardı.
Yemek ve kahve molasından sonra yollar sağa, sola ayrılmaya başladı. Hiçbirine sapmadan önümde uzanan yolu takip ettim. Yol genel olarak yokuştu ve yol kenarlarında ormancıların kestiği odun yığınları yer alıyordu. Sonunda, saat 18:00 olduğunda yol bitti. Yolun bittiği yerde de, gene düzgün bir şekilde istiflenmiş odun yığınları vardı. Buraya kadar yol 6,5 km idi.
Burada su yoktu. Yanımda getirdiğim suya güvenerek buraya çadırımı kurup ateş yaktım ve tenceremi közlerin üstüne koyup mercimek çorbası pişirdim. Yemek pişerken yanımda getirdiğim kırmızı şarabı açtım ve kitabımı okudum.
[attachment=3]
Çadırımın hemen arkası ormancıların kestiği odunlarla doluydu ama doğru bulmadığım için bu odunlara hiç dokunmadım. Zaten ortalıkta çok fazla kuru dal ve odun vardı.
[attachment=1]
Beraberimde, 2 tane yedek cep telefonu pili getirmiştim. Telefonun tv’si, neredeyse bütün kanalları çok iyi bir şekilde çekiyordu. Yemekten sonra biraz tv izledim, müzik dinledim ve uzaktan öten baykuşun sesi eşliğinde uykuya daldım.
[attachment=2]
Ertesi sabah, 9:20’de, geç sayılabilecek bir saatte kalktım. Güneş, henüz bulunduğum yere ulaşmadığı ve nemli bir yer olduğu için ortalık ıslak ve soğuktu. Ateş yaktım ve hem ısındım, hem de sucuk pişirdim. Sucuğun yanında krem peyniri, ekmek, zeytin ve filtre kahve de vardı.
[attachment=5]
Dönüşte hiç su taşımadığım için yüküm hissedilir derecede hafiflemişti. 6,5 km’lik yolu 1,5 saatte alarak Kaynaklar Köyü’ne indim.
Köprüçay Provası: Kaynaklar Yürüyüşü
18 veya 19 Mayıs’ta yapmayı düşündüğüm Isparta-Antalya Köprüçay yürüyüşü için, hemen hemen aynı malzeme ve yükle, İzmir/Kaynaklar’da 28-29 Nisan’da (dün ve bugün) bir prova yaptım. Aşağıda bu gezinin kısa öyküsünü ve fotoğraflarını bulacaksınız (yalnız olduğum için pek fazla fotoğraf çekemedim).
Kaynaklar civarında daha önce Google Earth (GE)’den işaretlediğim rota, girişinden itibaren çok farklı çıktı: yamaçlar görünenden daha dik, toprak gözüken yerler yer yer kayalıklardan oluşuyordu. Sırt çantamı tartmadım ama çok ağırdı. Yükümü asıl ağırlaştıran, taşıdığım 5 lt. suydu.
Rotada değişiklik yaptıktan sonra, saat 13:00 civarında önümde uzanan orman yolunu takip etmeye başladım. Solumda küçük bir akarsu vardı ve akarsu boyunca genç çınar ağaçları uzanıyordu. Yol, çam ormanının içinden geçiyordu ve burnuma çam kokuları geliyordu.
Yolun yarısında bir yemek molası verdim. Öğle yemeği menüsünde kepekli makarna, ketçap ve filtre kahve vardı.
Yemek ve kahve molasından sonra yollar sağa, sola ayrılmaya başladı. Hiçbirine sapmadan önümde uzanan yolu takip ettim. Yol genel olarak yokuştu ve yol kenarlarında ormancıların kestiği odun yığınları yer alıyordu. Sonunda, saat 18:00 olduğunda yol bitti. Yolun bittiği yerde de, gene düzgün bir şekilde istiflenmiş odun yığınları vardı. Buraya kadar yol 6,5 km idi.
Burada su yoktu. Yanımda getirdiğim suya güvenerek buraya çadırımı kurup ateş yaktım ve tenceremi közlerin üstüne koyup mercimek çorbası pişirdim. Yemek pişerken yanımda getirdiğim kırmızı şarabı açtım ve kitabımı okudum.
[attachment=3]
Çadırımın hemen arkası ormancıların kestiği odunlarla doluydu ama doğru bulmadığım için bu odunlara hiç dokunmadım. Zaten ortalıkta çok fazla kuru dal ve odun vardı.
[attachment=1]
Beraberimde, 2 tane yedek cep telefonu pili getirmiştim. Telefonun tv’si, neredeyse bütün kanalları çok iyi bir şekilde çekiyordu. Yemekten sonra biraz tv izledim, müzik dinledim ve uzaktan öten baykuşun sesi eşliğinde uykuya daldım.
[attachment=2]
Ertesi sabah, 9:20’de, geç sayılabilecek bir saatte kalktım. Güneş, henüz bulunduğum yere ulaşmadığı ve nemli bir yer olduğu için ortalık ıslak ve soğuktu. Ateş yaktım ve hem ısındım, hem de sucuk pişirdim. Sucuğun yanında krem peyniri, ekmek, zeytin ve filtre kahve de vardı.
[attachment=5]
Dönüşte hiç su taşımadığım için yüküm hissedilir derecede hafiflemişti. 6,5 km’lik yolu 1,5 saatte alarak Kaynaklar Köyü’ne indim.

