Ynt: Kızıldeniz'e; Çölden, Mucizeler Denizine!..
10 Ekim gunu olarak planladigimiz rota, Adana-Lazkiye (Suriye)...
Sabah erken sayilabilecek bir vakitte kahvaltimizi edip yola koyulalim dedik ama benim motor durumu sebebiyle kahvaltidaki ozel taleplerim ve fazlaliklari bosaltma talebim, yola cikisimizi biraz geciktirdi sanirim... :? :roll: Istikamet Hatay ve Yayladag sinir kapisi...
Hatay CBF kulup baskani sevgili Sitki arkadaslarimiz ve arkadaslari bizleri sehir girisinde karsilayip, vakit darligi sebebiyle ayakustu ettigimiz birkac sohbet sonrasinda sag olsunlar bizlere sehir cikisina kadar eslik edip ugurladilar (asagidaki 9 kare sevgili Sitki'nin makinesindendir).
Nihayet sinir kapisina geldik ve ayri bir medeniyete(!?!) gecmek uzere evraklarimizi tamamlamak icin, banka(!) ve sigorta binasi(!) nobeti o Allahin sicaginda bana(ve bundan sonrakilerde ortagim Ilker'e) dustu... 8)
Erdinc ve Savas da, motosikletlerimizi meraklilardan koruma cabasi icinde nobetteydiler.
Banka..? :roll:
Sigorta.8O
Bu da bundan sonraki genelde butun tuvaletlerde ratlayacagimiz taharat muslugu/dusu tarzi. Tazzikli su yetiyor, ellerini yormuyorlar...
Vatanimizi gerimizde birakip,
2,5 saat kadarCIK bir emek sonunda, nihayet cabucak Suriye'ye gecivermistik! :lol:
Konaklayacagimiz Latakya/Lazkiye'ye gelmistik ama benzin ihtiyacimiz vardi. Guzel ve Suriye'nin meshur bir yazlik bolgesiydi ama etrafta bizimkiler gibi ne bir benzinci reklami/tabelasi vardi, ne de benzinci gorunumlu bir yer. :roll:
Hemen yanimiza cakma GSXR'i ve tam donanimiyla yanasip laf atan, sonradan Turkmen oldugunu anladigimiz Mehmet'e sorduk. Pesinden takip etmemizi isteyerek bizi benzinciye goturdu ama bu bekledigimiz/umdugumuz gibi bir yer degildi tabi. Megerse daha once de benzerlerini gectigimizi ama fark etmedigimi anladim.
Ancaaaak; adamlarin benzinleri cok hesapli(bu 1), hele de onca rahatca gazlamamiza ragmen 95 oktanlisinin bile herhalde bizim 97'lerden coook daha verimli oldugunu(bu da 2) anlayinca, isler degisti ve adamlarin benzinligine degil, benzinine deger verir olduk...
Mehmet ve arkadasi.
Sonrasinda edindigimiz enformasyon dogrultusunda konaklamak uzere 4 odali yazlik villa olup olmadigini sorduk, kestirme yoldan(!) bizi goturuverdi (yolda once birazcik da olsa tirsti isek de :lol: ).
Motorlarimizi da girisindeki bahcesine park edip, bahce kapisini da gece halat kilitle bir guzel bagladik.
Sonrasinda bir dus aldiktan sonra Mehmet'ten bir taksi ayarlayip bizi almasi ve bir restorana kabap yemeye goturmesi uzerine anlastik. Mehmet'in telefonunu alip, plakasiz olmasi sebebiyle yola zor ciktigi motorunu evine goturmesi icin yolladik.
Dus ve hazirlanmamiz sonrasinda Mehmeti aradik; o da anne bir, baba ayri agabeyi olan Mustafa'yi taksisiyle birlikte alip geldi. :roll:
Bir taksiye, bir de kendimize baktik kaldik bir muddet. Zira taksi Suriye'de yogun kullanilan Iran yapimi Saba marka minicik bir aracti. Maasallah Mustafa da saglam iri, ikimiz onde, diger arkadaslarim da Mehmet'le birlikte arkada restorana gittik. Ama Mustafa'nin zeki ve kivrak esprileri sayesinde bol kahkahali, keyifli ve cok girgir bir sohbetle dolu, onca rahatsizliga ragmen hos bir yolculuk oldu.
Araplarin unlu Arak Rakisi...
Ve Mustafa..! :roll: 8)
:lol:
Yemek sonrasinda yorgun ve yiyip ictiklerimizle iyice macunlasan bedenlerimizi, ertesi gun icin dinlendirmek uzere yataklarimiza saliverdik... 8)
Devam edecek...
10 Ekim gunu olarak planladigimiz rota, Adana-Lazkiye (Suriye)...

Sabah erken sayilabilecek bir vakitte kahvaltimizi edip yola koyulalim dedik ama benim motor durumu sebebiyle kahvaltidaki ozel taleplerim ve fazlaliklari bosaltma talebim, yola cikisimizi biraz geciktirdi sanirim... :? :roll: Istikamet Hatay ve Yayladag sinir kapisi...





Hatay CBF kulup baskani sevgili Sitki arkadaslarimiz ve arkadaslari bizleri sehir girisinde karsilayip, vakit darligi sebebiyle ayakustu ettigimiz birkac sohbet sonrasinda sag olsunlar bizlere sehir cikisina kadar eslik edip ugurladilar (asagidaki 9 kare sevgili Sitki'nin makinesindendir).









Nihayet sinir kapisina geldik ve ayri bir medeniyete(!?!) gecmek uzere evraklarimizi tamamlamak icin, banka(!) ve sigorta binasi(!) nobeti o Allahin sicaginda bana(ve bundan sonrakilerde ortagim Ilker'e) dustu... 8)
Erdinc ve Savas da, motosikletlerimizi meraklilardan koruma cabasi icinde nobetteydiler.



Banka..? :roll:



Sigorta.8O



Bu da bundan sonraki genelde butun tuvaletlerde ratlayacagimiz taharat muslugu/dusu tarzi. Tazzikli su yetiyor, ellerini yormuyorlar...

Vatanimizi gerimizde birakip,


2,5 saat kadarCIK bir emek sonunda, nihayet cabucak Suriye'ye gecivermistik! :lol:




Konaklayacagimiz Latakya/Lazkiye'ye gelmistik ama benzin ihtiyacimiz vardi. Guzel ve Suriye'nin meshur bir yazlik bolgesiydi ama etrafta bizimkiler gibi ne bir benzinci reklami/tabelasi vardi, ne de benzinci gorunumlu bir yer. :roll:

Hemen yanimiza cakma GSXR'i ve tam donanimiyla yanasip laf atan, sonradan Turkmen oldugunu anladigimiz Mehmet'e sorduk. Pesinden takip etmemizi isteyerek bizi benzinciye goturdu ama bu bekledigimiz/umdugumuz gibi bir yer degildi tabi. Megerse daha once de benzerlerini gectigimizi ama fark etmedigimi anladim.
Ancaaaak; adamlarin benzinleri cok hesapli(bu 1), hele de onca rahatca gazlamamiza ragmen 95 oktanlisinin bile herhalde bizim 97'lerden coook daha verimli oldugunu(bu da 2) anlayinca, isler degisti ve adamlarin benzinligine degil, benzinine deger verir olduk...
Mehmet ve arkadasi.

Sonrasinda edindigimiz enformasyon dogrultusunda konaklamak uzere 4 odali yazlik villa olup olmadigini sorduk, kestirme yoldan(!) bizi goturuverdi (yolda once birazcik da olsa tirsti isek de :lol: ).
Motorlarimizi da girisindeki bahcesine park edip, bahce kapisini da gece halat kilitle bir guzel bagladik.







Sonrasinda bir dus aldiktan sonra Mehmet'ten bir taksi ayarlayip bizi almasi ve bir restorana kabap yemeye goturmesi uzerine anlastik. Mehmet'in telefonunu alip, plakasiz olmasi sebebiyle yola zor ciktigi motorunu evine goturmesi icin yolladik.
Dus ve hazirlanmamiz sonrasinda Mehmeti aradik; o da anne bir, baba ayri agabeyi olan Mustafa'yi taksisiyle birlikte alip geldi. :roll:
Bir taksiye, bir de kendimize baktik kaldik bir muddet. Zira taksi Suriye'de yogun kullanilan Iran yapimi Saba marka minicik bir aracti. Maasallah Mustafa da saglam iri, ikimiz onde, diger arkadaslarim da Mehmet'le birlikte arkada restorana gittik. Ama Mustafa'nin zeki ve kivrak esprileri sayesinde bol kahkahali, keyifli ve cok girgir bir sohbetle dolu, onca rahatsizliga ragmen hos bir yolculuk oldu.



Araplarin unlu Arak Rakisi...




Ve Mustafa..! :roll: 8)

Yemek sonrasinda yorgun ve yiyip ictiklerimizle iyice macunlasan bedenlerimizi, ertesi gun icin dinlendirmek uzere yataklarimiza saliverdik... 8)
Devam edecek...