Litvanya: Bir masal ülkesi...

[edebiyatçı]

Yemyeşil düzlükler, göz alabildiğine ormanlar,rengarenk çiçek tarlaları, adım başı büyüklü küçüklü göller,göllerin içinde adalar,sayısız dereler, her köşesinde tarih kokan binalar,heykeller, kaleler, şatolar… Hiç plan yapmadan gittiğimiz bu ülkede bizi bir masal alemi karşıladı. Bir hafta olarak planladığımız Letonya seyahatimizin iki gününü de Litvanya’ya ayırdık. Uçakta tanıştığımız Litvanya’da yaşayan bir ailenin Vılnıus hakkında yaptığı yorumların da bu kararda etkisi büyük oldu.Hatta sadece reklam yapmakla yetinmediler bir de gidince bizi gezdirdiler. Sonra neden direk buraya gelmedik diye pişman olduk.

Şu güzelliğe bir bakın.

[attachment=1]

 

[edebiyatçı]

Ynt: Litvanya: Bir masal ülkesi...

Riga’dan iki günlük araba kiralayarak ve birkaç saat internet araştırması yaparak yollara düşüyoruz.ilk durak Kryzui Kalnas yani Haç Tepesi. Siauliai kentinin 12 km kuzeyinde yüz binlerce haçın dikili olduğu küçük bir tepe. Aslında tepe falan değil tümsek. Ülke o kadar düz ki herhalde burayı tepe sandılar. Hatta bence burası sonradan doldurularak yapılmış.Kilometrelerce yol gittik çevresinde ufak bir yükselti bile yok.
Tam olarak ne zamandan beri var olduğu bilinmiyormuş. Bazı kaynaklarda ilk haçın 1830'larda bazılarında ise 1870 yılında bir rahibin önderliğinde yerleştirildiği yazıyor.İşgale karşı bir tepki olarak haçlar dikilmeye başlanmış. Sovyet askerleri işkal yıllarında, Litvanya'lı Katolikler'in Haçlar tepesine yerleştirdikleri yeni haçları yok etmeye çalışmışlar.
Buna tepki olarak çevredeki köy halkı tepeye her gece haç getirmeye devam etmiş. Önceleri Katolik Litvanyalılarla Ortadoks Rusların arasındaki bu çekişme daha sonra Kızıl Ordu işgali ile sürmüş. Sovyet ordusunun, 1963-73 yılları arasında en az 3 kere tepeye buldozerlerle girerek binlerce haçı imha etmesine rağmen tepedeki haç sayısı her geçen gün artmış. Haç dikenler Sibirya’ya bile sürülmüş.Sonraları baskı azalsa da çekişme Sovyet istilasının bittiği ve bağımsızlıklarını ilen ettikleri 1990 yılına kadar sürmüş.Bu yılda bölgede 55,000 civarında haç olduğu sanılıyor.
Biz oradayken bile onlarca insan elinde adlarının ve bazı yazıların (dilekleri olabilir) yazılı olduğu haçlarla gelip buraya bırakıyorlardı. Yani sürekli sayı artıyor.


[attachment=1]


[attachment=2]


[attachment=3]


[attachment=4]


[attachment=5]

 

[edebiyatçı]

Ynt: Litvanya: Bir masal ülkesi...

Orada bulunduğumuz yarım saat içinde 4 tane gelin gördük.Yolda ise buraya gelen bir çok gelin arabası. sanırım böyle bir adetleri var.

[attachment=1]


[attachment=2]

Bir çok da limuzin gördük.Düğünlerde limuzin kiralamak modaymış.


[attachment=3]


[attachment=4]

 

[edebiyatçı]

Ynt: Litvanya: Bir masal ülkesi...

Tepe dedikleri bu tümsek.

[attachment=1]

Tepenin çevresi çok güzeldi.Yemyeşil bir ova ve ufak bir dere.

[attachment=2]

[attachment=3]

[attachment=4]

[attachment=5]

 

[edebiyatçı]

Ynt: Litvanya: Bir masal ülkesi...

Haç Tepesinden ayrılıp Vılnıus'a doğru yola çıkıyoruz.Yol boyu yeşile ve sura doyuyoruz.

[attachment=1]

[attachment=2]

[attachment=3]

Bir de geyik sürüsü gördük.

[attachment=4]

[attachment=5]

 

[edebiyatçı]

Ynt: Litvanya: Bir masal ülkesi...

Trakai Vılınus şehrine 28 km uzaklıkta bir bölge. Yaklaşık 200 gölün bulunduğu bu bölgede Trakai kasabasını beş göl çevreliyor.Grand Dükü’nün yazlık sarayı olarak Galve Gölünün üzerinde küçük bir adaya inşa edilen olan Trakai Kalesi muhteşem bir görüntü veriyor.Yemyeşil ağaçlar ve lacivert gölün ortasında tam bir ortaçağ şatosu.Şatoya bir tahta köprü ile geçiliyor. Bu kalede bir çok film de çekiliyormuş.13. yy.da kurulmaya başlanmış bu şehir devlet merkezi olmuş.17.yy’da Ruslar ile yapılan savaş sırasında şehir yağmalanmış ve yakılmış.1962 yılında tekrar inşa edilerek muze olarak açılmış.

[attachment=1].


[attachment=2]

[attachment=3]

[attachment=4]

[attachment=5]

 

[edebiyatçı]

Ynt: Litvanya: Bir masal ülkesi...

Adanın ve kalenin etrafında bir gölde yüzen ve güneşlenen insanlar var.Tekne ve kayık turları da yapılıyor.Tatil geçirmek için muhteşem bir yer.Bir daha fırsatım olursa sadece buraya gelip bir hafta tatil yapmak istiyorum.

[attachment=1]


[attachment=2]


[attachment=3]


[attachment=4]

 

[edebiyatçı]

Ynt: Litvanya: Bir masal ülkesi...

[attachment=1]


[attachment=2]


[attachment=3]


[attachment=4]


[attachment=5]

 

[edebiyatçı]

Ynt: Litvanya: Bir masal ülkesi...

[attachment=2]


[attachment=3]


[attachment=4]


[attachment=5]

 

[edebiyatçı]

Ynt: Litvanya: Bir masal ülkesi...

Tepeden fotoğraflayamadığım için bölge hakkında fikir olsun diye netten aldığım bir fotoğrafı da ekliyorum.

[attachment=1]

 

[edebiyatçı]

Ynt: Litvanya: Bir masal ülkesi...

Trakai, Litvanya'ya 14.yy.da Kırım'dan göç etmiş olan Karay Türklerinin de yaşadığı bir yer. Kaleyi korumak için getirilen birkaç bin kırım askeri yıllar içinde asimile olmadan geleneklerinin büyük kısmını koruyabilmişler. Şimdi sayıları 300 kadar olan bu Türkler Museviliğin bir kolu olan Karaim’i din olarak seçtikleri için Karaim Türkleri olarak adlandırılıyor. Sinagogları (Kenessa deniyor) ve kültürlerini sergiledikleri bir de müzeleri var. Aşağıdaki tabelada bu Türkler hakkında bilgi bulunuyor. İngilizcesi iyi olan biri tercüme ederse çok sevinirim. Ben hala What is your name? den öteye geçemedim de.

[attachment=1]

İbadethaneleri.


[attachment=2]


[attachment=3]

[attachment=4]

 

[edebiyatçı]

Ynt: Litvanya: Bir masal ülkesi...

Karayların yaşadığı evler üç pencereli olması ile diğerlerinden ayrılıyormuş. Rengarenk tek katlı harika evleri var.

[attachment=1]

[attachment=2]

[attachment=3]

[attachment=4]

[attachment=5]

 

[edebiyatçı]

Ynt: Litvanya: Bir masal ülkesi...

Gezmekten karnımız acıkınca Karaim Türklerinin işlettiği ve Türk yemeklerinin bulunduğı Kıbınlar Restorana giriyoruz.Göl kenarında harika manzarası olan bir restoran.üst katı şark usulü döşenmiş. Kıbın adı verilen böreklerinden(peynirli ve ıspanaklı), cacık ve humus sipariş veriyoruz.Börekler gerçekten harika.Menüdeki yemekler hep tanıdık. Biraz dikkatli bakınca Türkçe isimleri de okunabiliyor.

[attachment=1]

[attachment=2]

[attachment=3]

[attachment=4]

[attachment=5]

 

[edebiyatçı]

Ynt: Litvanya: Bir masal ülkesi...

Gölde bir eğlence.

[attachment=1]

[attachment=2]

[attachment=3]

[attachment=4]

[attachment=5]

 

[edebiyatçı]

Ynt: Litvanya: Bir masal ülkesi...

Karat Türkleri ile ilgili nette bulduğum şu yazıyı da olduğu gibi alıyorum.Ne kadar doğru bilmiyorum.
"Karay kelimesinin Arapça & İbranice kökenli, "okumak - kıraat etmek" anlamına gelen Karae'den geldiği söylenir. Diğer Yahudiler gibi, Tevrat'a inanmayıp Eski Ahid'i baz aldıkları için, Hazar Musevileri'ne bu adın verildiği kabul edilir. (Tevrat'ın tahrip edildiğine inanırlar, 10 Emir'i uygularlar.) Mezheplerinin kurucusu Bağdat'lı bir haham olan Anan Ben David'dir. Tevrat tahrip edildiği için yeni bir mezhep kuran Ben David, şikayet üzerine hapse atılır. Cezaevinde oda arkadaşı, Hanefilik mezhebinin kurucusu İmam-ı Azam Ebu Hanefi'dir. Mezhebinin temelini oluştururken, ondan çok etkilendiği söylenir. Hz. İsa'yı ve Hz. Muhammed'i de peygamber olarak kabul ederler. İbadethaneleri (Kenesa) İslami motifler barındırır ve biz gibi ayakkabısız girerler. Tanrı'larına, diğer Yahudiler gibi Yehova değil, "Tengri" derler. Günümüzde, çeşitli coğrafyalara yayılmış olan Karay'ların Türkiye'deki temsilcileri Hasköy civarında yaşarlar. (Karaköy'ün adını Karay'lardan aldığı kabul edilir.) Sefarada mezarlığının bir köşesinde Karay'lara ayrılmıştır. "

Aşağıdaki gibi farklı kıbın restoranları da var.

[attachment=1]

[attachment=2]

[attachment=3]


Yol boyu harika köy manzaraları var.

[attachment=4]

[attachment=5]

 

[edebiyatçı]

Ynt: Litvanya: Bir masal ülkesi...

Son bir buçuk günümüzü başkent Vılnıus'ta geçirdik.Rigaya göre oldukça modern ve ferah bir şehirdi.Mimariye hayran kaldık.Hangi binanın fotoğrafını çekeceğimizi şaşırdık. Şehir o kadar yeşildi ki bir çok bina ağaçların arasında kaldığı için bir türlü fotoğraflayamadım.Uçakta tanıştığımız bizi davet eden Türk ailenin mihmandarlığında şehri bilen birileriyle gezmenin rahatlığını da yaşadık. Arabamızı otele parkedip eski şehri yürüyerek gezdik.Sonra tekrar Riga'ya dönüp uçağa yetiştik. Vılnıus'tan Türkiye'ye direk uçak yokmuş.

Şehir Dünya Miras Listesi'ne alınmış.1.500 kadar tarihi esere sahip.Şehir nüfusunun %60 kadarı Litvanyalı,gerisi polonyalı ve Rus.

[attachment=1]

[attachment=2]

[attachment=3]

[attachment=4]

[attachment=5]