Ynt: 2009 Yazı Böyle Geçti
[attachment=1]
Yolun devamında Akçay beldesinden geçiyoruz.. Arkamızda bir çöp kamyonu var.. 'Çöp arabası geliyor, taşlayın!' diye bir ses.. ve kamyonu taşa tutan 5-6 çocuk.. Ellerine büyük-küçük nasıl taş gelirse kamyona atıyorlar.. Hızla uzaklaştık, oradan.. Şans eseri bir zarar görmedik.. Bu taşlar araçlara zarar verebilir, belki de insanları yaralıyabilirdi.. Olayı nasıl değerlendireceğimizi bilemiyoruz.. Eğitim eksikliği mi? İlgisizlik mi? Ailelerinin bu çocuklara öğreteceği birşeyler olmalı, diye düşünüyoruz.
Amacımız, Gömbe'deki 'Yeşil Göl'ü görmekti.. Ancak, göl yoluna düşen kayalar, gitmemize engel oldu.. Bir başka zamana bıraktık, Yeşil Göl'ü.. Geri döndük..
Finike-Demre arası yol sahilden gitmesine rağmen, denize inebileceğiniz bir yer yok.. Denizi yukarılardan seyretmekle yetineceksiniz.. Ancak Beymelek'te iri çakıllı, dalgalı bir denize ulaşabilirsiniz..
[attachment=2]
Bu arada Dalyan da balık restoranları var, sıra sıra..
Demre, 1997 yılında Kale adını almış, alışamamış olacaklar ki, 2002 de tekrar Demre olmuş. Tarihi yönü hayli zengin.. Özellikle Myra ve St. Nicholaus Kilisesi en ünlüleri.. Hergün yüzlerce yabancı turist 'Noel Baba' olarak tanıdığımız St. Nicholaus'u ziyarete geliyor. Kilise önündeki Noel Baba heykelinin yerine koyu renkli, ruhsuz bir heykel dikmişler, şimdi..
[attachment=3] Bu heykel artık yok.
Kilise çevresi hediyelik eşya satan dükkanlarla dolu.. Onları gezmeden gidilmez tabii.
[attachment=4]
Myra, St. Nicholaus kilisesine 2 km. mesafede kayalara oyulmuş yapılara sahip, görülmeğe değer bir yer..
[attachment=5]
Gece kilisenin önünde tur otobüsleri için ayrılmış otoparkta kaldık. Sabah kahvaltımızı ise Çayağzı'nda yaptık. Buraya gelirken, yolun sağında bir su kaynağı var. Su içerdiği kimyasallar sayesinde cilt hastalıklarına iyi geliyormuş. Bir metre derinliğindeki havuzlara şifa bulmak amacıyla giriyor, insanlar.. Su soğuk.