Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...
Kdz.Ereğli çıkışında sahilde konakladık. Zaten, Samsun'dan Karasu'ya kadar (Amasra hariç) tüm Batı Karadeniz kıyısında sahilde, kendinizce uygun gördüğünüz heryerde konaklama olanağı var. Sinop'ta Cezaevi girişinin yukarısındaki (Diogenes heykelinin arkasında) otoparkta da kalınabilir.
Alaplı'nın denize sahili yok. Bu yüzden Akçakoca'ya doğru yolalıyoruz. Yol üzerinde çok sayıda koy var. Şöyle bir bakalım, diye o yöne döndüğünüz anda, yanınızda 5.- Tl. ila 20.- Tl. arasında değişen ücret talep eden kişiler beliriyor. Bu ücret karşılığında size, bir köşede derme-çatma yapısıyla, belki de kirliliği nedeniyle kullanamıyacağınız tuvalet ve duş haricinde hiç bir hizmet verilmiyor.
[attachment=1]
Tarihteki adı 'parlak şehir' anlamıa gelen Diapolis olan Akçakoca, Bolu'nun denize açılan tek ilçesi iken, Düzce'nin il olmasıyla Düzce'ye bağlanmış. Böylece Bolu, denizden mahrum bırakılmış. Yakınlığı nedeniyle, Bolu, Sakarya, İstanbul gibi illerin yazlık yöresi haline gelmiş. Limoncuk, Çuhallı, Değirmenağzı, Kale plajları kent merkezinde. Bunun dışında en uzağı merkeze 10 km. uzaklıkta olan Çınar, Kalkın, Edilli, Karaburun, Çayağzı gibi ünlü plajları var, Akçakoca'nın.
[attachment=2]
Konuarlp plajları.
[attachment=3]
Baklava dilimleri görünümlü bu kayalıklar, arasında küçük plajlar var ve bu kayalıklar 'Yalıyarlar' veya Fok Kayalıkları olarak adlandırılıyor.
[attachment=4]
Merkez Camii, farklı mimarisiyle kent merkezinde çağdaş bir görünüm yaratıyor.
[attachment=5]