2010 Yazı'da Böyle Geçti...

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan egeli Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 278
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 78,403
Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

[attachment=1]
Sinop'ta maket gemi yapımı önemli bir sektör..
[attachment=2]


Sinop, gezip gördüğümüz yerler içinde, bizi etkileyen, beğenimizi kazanan kentler arasında ilk sıralardadır. Kent oluşu özelliğinin yanı sıra, sakinliğiyle sizi sarıp sarmalar.. Denizden uzak kalamayanlar için, deniz yanıbaşınızdadır. Yeşillik, orman derseniz, bir kaç kilometre uzaklaşmanız yeterlidir.
Kısaca sahiliyle, kalesiyle, büyüleyici görüntüleriyle yaşanası bir yerdir, Sinop..

[attachment=3]
Amasra'dan sonra, Karadeniz'in ikinci incisi, Sinop'a 53 km. uzaklıktaki Gerze..
[attachment=4]
İki yıl önce böyle bıraktığımız Gerze sahilini,
[attachment=5]
bu hale gelmiş bulduk.. Düzgün, bakımlı...









 

Etiketler
Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]
Gerze, Karadeniz'e uzanan bir burun üzerinde kurulmuş, Geruze adıyla.
[attachment=4]
[attachment=5]

Gerze, turizme açılma çabasında.. Bu çabalarına, önce her şeyin fiyatını artırmakla başlamışlar. Nedenini sorduğumuzda; 'Ee.. Burda böyle.. Burası Gerze..' benzeri yanıtlar alıyorsunuz, herkesten.. Bir hafta sonraki festivale hazırlanıyorlardı, harıl harıl..









 

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

[attachment=1]
[attachment=2]
Yakupağa Konağı, Gerze'nin ünlü yapılarından..

1956 yılında çıkan büyük bir yangınla, ilçenin yarısından fazlası yanmış. Yanan ahşap evlerin yerine, aynı özellikleri taşıyan yeni evler yapılmış. Ne var ki; her yerde olduğu gibi, yer yer bu güzelim evlerin üzerine 2-3 kat çıkılarak, gözleri rahatsız eden bir görüntü yaratılmış.
[attachment=3]
[attachment=4]
Gerze'nin simgesi 'hacı kadın tavuğu'.. Parlak siyah renkli bu tavuk cinsi çok etli olduğundan, yemini ancak oturarak yiyebilirmiş ve istisnasız hepsi çift sarılı yumurta verirmiş..

Bu arada, bu güzel yöreye termik santral yapılması gündemde ve tüm Gerzeliler ateş püskürüyor. Haksız da değiller, yani..
[attachment=5]
Gerze'nin mendireğini 'üç büyükler' süslüyor...









 

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

Ülker hanım paylaşımlarınız için teşekkürler.
Daha gidip, gezip, görmek nasip olmamış yerlere götürdünüz.
Sayenizde güzel güzelliklere kısa bir tur attık pazar sabahı


taner
 

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

Sizlere kısa da olsa güzellikler yaşatabildiysem ne mutlu..
İlginize teşekkürler...
 



Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

Yakakent, Gerze'ye 44 km. mesafede Samsun'un ilçesi. Sinop-Samsun geçiş noktasında.. 1800 yıllarında kurulmuş. 14 km.lik bir sahil şeridine sahip..
[attachment=1]
[attachment=2]
Yakakent'e girdiğimizde, bir hareketlilik, bir faaliyet çarptı, gözümüze.. Bir yandan konser platformu hazırlanıyor, bir yandan sokaklar süsleniyor.. Herkes dışarıda.. Neden sonra, üç gün sürecek 'Deniz Oyunları Şenliği' olduğunu öğrendik.
[attachment=3]
[attachment=4]
Genelde çocuklar deniz üzerine uzatılmış yağlı direk üzerine tırmanmak için uğraşıyor, sona ulaşamadan kendilerini denizde buluyorlar.. Büyükler yüzüyor, güneşleniyor.. Kenarlarda her tür yiyecek, deniz malzemesi, hediyelik eşya satılan standlar.. Bir heyecan, bir coşku..
[attachment=5]
Yakakent, bayram yeri gibi.. Akşam da konserler, eğlenceler vardı, geç saatlere kadar. Hava bulutlu da olsa, yağmaması Yakakentliler ve civar yerleşim yerleri sakinleri yönünden şanstı. Çünkü, bu günleri heyecanla bekledikleri yüzlerindeki mutluluktan belliydi.









 

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

Yağlı direği ilk defa gördüm, Anlatırlardı, eskiden bazı özel günlerde (Kabotaj Bayramı sanırım) Mudanya'da da kurulurmuş, Ama bana tehlikeli geldi biraz ilk görüşte ama anlatanlar oldukça eğlenceli olarak anlatırlardı hep bununla ilgili anıları.
 

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

[attachment=1]
[attachment=2]

Yakakent'ten Samsun yönüne gittiğinizde, 30 km.lik kumsalı ile Atakum'a ulaşıyorsunuz.Burası yazlıkların olduğu bir kesim ve her yerden denize girilebiliyor. Aracınızla istediğiniz yerde konaklama olanağınız var.
Samsun, büyük şehir özelliğiyle kalabalık ve karmaşık.. Şehir içine girdiğinizde, başınızı döndüren bir keşmekeş içine düşüyorsunuz. Hele batıdan, küçük, sakin yerleşim yerlerinden geliyorsanız.. Özellikle de bizim gibi sakinliğe alışkınsanız, 'Doğu Parkı' kurtarıcınız oluyor..
[attachment=3]
[attachment=4]
[attachment=5]









 

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

[attachment=1]
Atatürk'ün Samsun'a çıktığı Bandırma Vapuru'nun örneği, Doğu Parkı'nda sergileniyor.
[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]
[attachment=5]









 

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

Samsun-Merzifon arası 100 km. Yeni yapılan otoyol geniş, rahat. Fakat, sağda-solda 'mola verelim, bir şeyler içelim.' deme şansınız yok.. Yola çıktınız mı, Merzifon'a kadar gitmek zorundasınız..

Merzifon, Amasya'nın 52.500 nüfuslu en büyük ilçesi. Ünlü Osmanlı sadrazamı Kara Mustafa Paşa burada doğmuş ve onun yaptırdığı eserlerle donanmış ilçe.. Taşhan, Paşa Camii, Bedesten.. Ayrıca kırdört çeşme yaptırmış. Ancak Paşa Camii dışında hiç biri günümüze ulaşamamış. Paşa Camii de önemli restorasyon geçirmiş.
[attachment=1]
[attachment=2]
Sultaniye Medresesi, son bir-iki yıl içinde restore edilmiş, kafe olarak hizmet veriyor. Giriş kapısı üzerindeki saat kulesi ve ilçe girişindeki Kara Mustafa Paşa heykeli ilçenin simgesi..
[attachment=3]
[attachment=4]
[attachment=5]









 



Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

Amasya, Yeşilırmak'ın ikiye böldüğü, sarp kayalıklarla çevrili bir yerleşim yeri. Adını Amazon kraliçesi 'Amasia'dan almış. Irmak kıyısında restore edilmiş eski evleri, sarp kayalara oyulmuş mezarları ile tanınan kentin simgesi elma, ikinci planda kalmış.
[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]
Harşena Kalesi,
[attachment=5]









 

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]
Kentin merkezindeki Sultan II. Beyazıt Camii, iki ayrı üslupta yapılmış minareleri ile ilgi çekiyor.
[attachment=5]









 

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

Amasyalılar, Ferhat'ın Şirin için bu dağları deldiğine inanıyorlar ve bunu simgeleyen figürler ırmak kenarını süslüyor.
[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]

Borabay Gölü'ne, Amasya-Ladik yolunun 60. km.sinden sola dönülerek çıkılıyor. Yolun bu 3 km. lik kısmı biraz virajlı ve rampa çıkılıyor.
Ormanın ortasında tablo gibi duran göle ulaşınca yolu falan unutuyorsunuz. Heyelan sonucu oluşmuş bir set gölü. İnanılmaz güzel...

[attachment=4]
[attachment=5]









 

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]
[attachment=5]









 

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

Gölün çevresi kayın, sedir, sarıçam, kestane gibi ağaçlarla çevrili. Ağaçların suya düşen akisleriyle zümrüt yeşiline dönen göl, büyüleyici, harika bir görüntü sunuyor..
[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]
[attachment=5]

Göle çıktığımızda, çevre oldukça kalabalıktı. Bungalovların, çadırların önünde masalar kurulmuş, mangal yakılmış, çocuklar koşup oynuyor, salıncaklarda sallanıyorlar.. Gruplar halinde gençler şarkılar söylüyor, eğleniyorlar.. Kısaca son derece neşeli bir hava.. Biz de göl kenarında gezimizi yaptık, fotoğraflar çektik.. Sonra yemek ve dinlenme için karavanımıza çekildik. Temiz hava ve yorgunluğun yarattığı rehavetle uyumuşuz.
Ertesi sabah uyandığımızda büyük bir şaşkınlık yaşadık. Etrafta kimsecikler yoktu. Bir an, acaba düş mü gördük, diye düşündük. Öyle ki, görevliler bile yoktu. Ancak saat 10.0a doğru geldiler. Bu kez şaşırma sırası onlardaydı. Bizim geceyi orada geçirdiğimize inanmak istemediler.
Bu da bize Borabay Gölü anısı olarak kaldı...









 



Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

Büyük bir ilgi ile izliyoruz Ülker Hanım; çok iyi gidiyor...

[attachment=1]

[attachment=2]

Bir şey dikkatimi çekti Boraboy Gölü'nün alanı ile ilgili. Tabelada 75 dönüm (75.000 m2) olarak görünüyorsa da bunda bir yanlışlık olmalı.
Uzunluk, 800 m.; genişlik ise 200 m. olarak gösterilmiş. Bu verilere göre hesaplarsak, 160 dönüm olmalı.
Az önce, kontrol ettim; yaklaşık böyle. En geniş yeri, 200 m.yi geçiyor (235 m gibi...) ve en dar yeri de 100 m civarı; boyu da 700 m.yi aşıyor. Gölün en dar yerine göre hesapladığımızda, yaklaşık 75 dönüm oluyor. (100x750 =75.000 m2) En kötü olasılıkla, 150 m en kabul etsek, 750x150=112.500 m2 yapar ki yaklaşık 115 dönüm demektir bu. Kabaca hesaplıyorum, daha ayrıntılı da yapılabilir ama gerek yok bence. Yani en az 110 dönüm civarı olan bir gölü, 75 dönüm yapmışlar bir çırpıda. En boy bilgileri olmasa tabelada, dikkati çekmeyecek ama...

Esas değinmek istediğim gölün yüzölçümü değil; anlayış... Bir tabela dikeceksiniz ve böyle çok basit bir yanlışın ayırdına varamayacaksınız. Buraya bakan bir insanın, en basit mantıkla, 800x200'ün 160.000 m2 yani 160 dönüm diye hesaplayacağını görür be adam!... Yahu, bunu yazan anlamadı varsayalım, ya yazdıranlara ne demeli?

Cavid Sezen