Bugün dışarıda biraz yürüdüm. Güzel bahar gibi bir hava vardı. Güneş gökyüzünde parıldıyordu. Henüz kışın ortası tabii ki açan çiçek ağaç vs yok. Zaten açarlarsa aldanırlar belki de...
Yaşadığım çevreyi ve bu çevrede yaşamayı seviyorum.
Sevdiğim kitapları okuyacak ve istediğim oyunları oynayacak kadar ekonomik durumum var. Bu durum bana yetiyor. Kendi yağımda kavruluyorum.
Karavancılık çok zengin insan işi. Ama biz de bir şekilde buna gönlümüzü kaptırdık. Arada karavana gidip kahve içerek de mutlu olmaya çalışıyoruz. Sonra Gezenbilirde dostlara yazıyoruz. Derdimizi, üzüntümüzü hepsini yazıyoruz sizlere...
Yani bu hayatta biz allaha şükür mutlu olduk. Yaz tatilini Fransada geçirecek durumumuz yok ve belki de asla olmayacak. Ama karavancılık elde olanla da yetinmeyi gerektiriyor biraz bazen.
İşte biz böyle yaşamaya çalışıyoruz. Allaha şükür kimseye muhtaç olmadık. Kimseye el avuç açmak zorunda kalmadık. Devletimizin verdiğiyle geçinip gittik. Bu kötü de bir şey değil.
Ülkemizde yakıt malesef çok pahalı, Buna bir de kamp ücretleri ekleniyor. Bu durum nedeniyle ancak özel zamanlarda Tatil amaçlı gezmeye çalışıyoruz. Bu kötü mü? Hayır. Bu elden gelenin en iyisi.