Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan egeli Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 307
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 92,764
Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


Sn. mayıstosböce,
Sn. drares,
Sn. kenanyama,

İlgi ve övgüleriniz için sonsuz teşekkürler.. Bize şevk veriyorsunuz...

Ülker&Yavuz
 

Etiketler
Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


Burhaniye'den Edremit yönünde yolun Balıkesir'e ayrıldığı kavşakta Entur Kaplıca Tesislerini göreceksiniz. Burada vereceğiniz bir saatlik mola tüm yol yorgunluğunuzu giderecek, termal suyun bedeninizde yarattığı zindelik ve hafifliği hissedeceksiniz.. (biz öyle yapıyoruz...)

Edremit'e 8 km. uzaklıktaki Sutüven (Hasanboğuldu) şelalesini daha önce gördüğümüz halde, bir kez daha gezip görmek istedik. Kapıda; yüzünden düşen bin parça olan bir görevli, 'neden geldiniz?' der gibi bir ses tonuyla sadece yedi kelime söyledi. Biz birşey söylemeden, sormadan cama yaklaşıp ''30 lira.. Kişi başı da 4 lira''
Biz, benzeri davranışlara alışkın olabiliriz.. Yabancılara da aynı davranış, bize neleri kaybettirir, insanlarımızı dışarıya nasıl tanıtır, bir düşünelim.. Çevre Bakanlığının böyle turistik yerlerde görevlendireceği kişilere biraz davranış eğitimi vermesi gerekmez mi? Biraz güleryüz, bir 'hoşgeldiniz' neler neler kazandırır, diye düşündük, konuştuk, geri dönüş yolu boyunca...
Her şeye rağmen içeri girme isteğimiz, 50 metre ötede çalışan iş makinelerini görünce vazgeçmeye dönüştü.. Düzenleme yapılıyormuş..
İnsanlarımızın gezip-görme, çevreyi tanıma isteksizliğini, ilgisiz olduğunu düşünürdük, hep.. Fakat hemen her yerde karşımıza çıkan bu ücretleri gözönüne aldığımızda, hak vermemek elde değil.. Buraya giriş ücreti olarak ödenecek 16.- lira, dört kişilik bir ailenin belki bir öğün yemek bedeli.. Ülkemizdeki genel gelir düzeyi ile oranlanırsa oldukça yüksek bir rakam..
Edremit'teyken aldığımız gene üzücü bir haberle, Balıkesir, Bursa üzerinden Eskişehir ve takiben Ankara'ya geldik.. Yol boyunca çekebildiğimiz bir kaç kare..
[attachment=1] Havran -Kocaseyit anıtı
[attachment=2]- Balıkesir gar
[attachment=3] Uludağın zirvesinde kar var.
[attachment=4] İnegöl'ün köftesi ve mobilyası ünlüdür.
İnegöl-Bozüyük yolu Mezit Vadisinden geçer.. Mezit Deresi de bir sağınıza, bir solunuza geçerek yol boyunca size eşlik eder...
[attachment=5]









 

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


Sevgili Ülker yenge ve Yavuz Abi her nekadar gezilere katılamıyorsakta sizlerin gözlerinden gezdiğiniz yerleri bizde gezmiş gibi oluyor yazı ve fotoğraflarınızı zevkle okuyup, izliyoruz. Sağolun ellerinize ve yüreğinize sağlık. Allah muhabbetinizi daim etsin...
 

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


Sevgili Özcan,

İyi dileklerin ve övgülerin için çok teşekkür ederiz.
Biz de sizlere sağlıklı, huzurlu günler diliyoruz.

Selamlar...
 

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


Eskişehir'in Porsuk Çayını süsleyen, herbiri diğerinden farklı görünümdeki köprüleri dikkat çekiyor. Hepsinin projesi ve çizimleri Belediye Başkanı Sn Yılmaz Büyükerşen'e ait.
[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]
[attachment=5]









 



Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti

[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]
[attachment=5]









 

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti

Porsuk çayı sanırım bu ülkenin en şanslı akarsuyu ve Eskişehir halkıda şanslı insanlar.
Bu vesile ile Sn.Yılmaz Büyükerşen'ede saygı, selamlar ve teşekkürler.
 

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


Eskişehir'in ilgi çekici bir başka köşesi, Odunpazarı Belediyesi tarafından Çankaya Mahallesi'nde açılan Şelale Park. Yapay da olsa, görüntüsü ve sesiyle etrafa canlılık veren bir şelalenin süslediği parkta, kafe, çocuk oyun parkları, dinlenme yerleri, yürüyüş parkurları yer alıyor. Kafede, kenti tepelerden izlerken, ister çayınızı yudumluyor, isterseniz Eskişehir'in o ünlü çiböreğinin tadına varıyorsunuz.

[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]







 

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


Kurşunlu Külliyesi.. Hat sanatları, cam ve lületaşı işçiliği gibi bir çok etkinliği izleyebileceğiniz bir yer..

[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]
[attachment=5]









 

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti

[attachment=1]

Yolumuzun üzerindeki Sivrihisar İlçesine, genelde bir ihtiyaç olmadıkça girmeyip 'es' geçeriz. Tesadüf sonucu gördüğümüz, Kızıltepe Ermeni Kilisesi'nin 1881 yapım tarihi taşıdığını öğreniyoruz. Şimdi restore ediliyor.

[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]
[attachment=5]









 



Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


Kilisenin ilerisinde tepede, otların arasındaki Ermeni Hamamı maalesef pislik içinde.. İçeriye girilemiyor, bile..

[attachment=1]
[attachment=2]

Saat Kulesi onarımda..

[attachment=3]

Burada da eski konaklar revaçta.. Zaimoğlu Konağı onlardan biri...

[attachment=4]

Sivrihisar ilçesine adını veren sivri kayalar...

[attachment=5]









 

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


1275 yapım tarihli Ulu Cami büyük bir kültür mirası aslında. Selçuklu dönemine ait bu eser şimdi bakımsız durumda. Minaresi ve duvarları kazılmış, hoş olmayan bir görünümde.. Çevresi de traktörlerin, kamyonetlerin oto parkı halinde. Düzgün bir kare bile çekemedik..
[attachment=1]
Ulu Caminin kuzeyinde ise Alemşah Kümbeti göze çarpıyor. Yapım tarihi 1327-1328.
[attachment=2]
Ankara yolu üzerindeki Oğlakçı Köyü evleri de korumaya alınmış.. Beyaz badanalı, mavi, yeşil çerçeveli bu evler, yamuk-yumuk görünümleri ile sevimli duruyorlar.
[attachment=3]
Oğlakçı yakınındaki eski Hortu Köyü, Nasreddin Hoca'nın (1208-1284) doğup ilk gençlik yıllarını yaşadığı yer. Şimdi Hocalarına sahip çıkan köylüler, adlarını Nasreddin Hoca olarak değiştirmişler ve belde olmuşlar. Hocanın yıkılmakta olan evini de yenileyip ziyarete açmışlar. Fakat kapısı kilitli ve görevliyi aramak zorundasınız, içeriyi görmek için (Tam Hocaya uygun.. Akşehir'de de her tarafı açık olan mezarının, kocaman bir demir kapısı ve kilidi vardır.). Beldenin her evi Nasreddin Hoca'nın evi, her sokak onun sokağı sanki..
[attachment=4]
[attachment=5]









 

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


Polatlı-Kartaltepe Mehmetçik Anıtı, kaidesiyle birlikte 40 metre yükseklikte. Heybetli bir görünümde..

[attachment=1]

Veee Ankara'dayız...

Ankaralı arkadaşlarımız, anlatacağımız konuları çok daha iyi biliyorlar, kuşkusuz.. Fakat, bir de 'egeli' gözüyle tanıyın istedik, Ankara'yı..

Cumhuriyetin ilanına kadar küçük bir Anadolu kasabası olan Ankara, bir kaç yıl öncesine kadar, (belki resmiyetin simgesi olan) gri rengi çağrıştırırdı, bende.. Oysa Ankara şimdi o gri rengi atmış, üzerinden..Ağaçlarıyla, kentin bir çok yerine dikilmiş öbek öbek çiçekleriyle renkli bir görünüme bürünmüş. Bilirsiniz tiftik keçileri ve uzun tüylü, beyaz kedileri ile ünlüdür, Ankara.. Bu nedenle, kentin hemen her parkında bu keçi figürlerini görebilirsiniz. 23 Nisan Çocuk Şenlikleri kapsamında (çocukların ilgisini daha çok çekeceği düşünülerek olacak) maskot olarak 'Misket' adı verilen kedi kullanılmış. Bu günlerde her köşede bu sevimli kediler çıkıyor, karşımıza.. Yalnız, farklı göz renkleri sadece Van kedilerinde olur, diye biliyoruz.. Yanılıyoruz, belki..

[attachment=2]
[attachment=3]





 

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


Eryaman Semtindeki Göksu Parkı, burada bambaşka bir görünüm yaratmış. Yapay göleti, gölet çevresini dolaşan treni, dağ kızağı, fıskıyeleri, bir köprü ile ulaşılabilen adası, piknik yerleri ile çok güzel bir alan.. Atılan ekmek parçalarını kapabilmek için popolarını sallaya sallaya koşuşan sevimli ördeklerse başlıbaşına ilgi odağı.

Kısaca, çok katlı yerleşim yerlerinin arasında, nefes alınacak güzel bir yer..
[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]







 

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti

Selamlar sn.ülker ve yavuz çifti akıcı bir üslupla anlattığınız gezinizi zevk le takip ediyorum.

saygılar.
 



Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti

Gölbaşı, oğlumuzun orada yaşıyor olması nedeniyle, iki yıl süreyle bizim de uzun zamanlar geçirdiğimiz, büyük bir ilçesi Ankara'nın..Kente uzaklığı 24 km. kadar.Konya yolu üzerinde.. Bir anlamda sayfiye yerlerinden.. Mogan Gölü, biraz olsun, başkentin yorucu ve karmaşık ortamını hafifletiyor. Göl çevresinde restoranlar, piknik yerleri var..

Gölbaşı Belediyesinin, 40 000 lale ilanını duyunca Gölbaşı'nda aldık, soluğu.. Ve hayal kırıklığı yaşadık, gene.. Lalelerin büyük çoğunluğu açmadan kurumuş.. Etini, mangalını kapan Ankaralı da, Gölbaşı'nı dumandan geçilmez hale getirmiş.. Ve maalesef (yazmak zorundayım) çöplerini ortada bırakmış..

Buna rağmen, güneşin batışı ve göldeki yansımaları öylesine güzel ki...

[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]
[attachment=5]