Seyyah-34 İle Tarihe Yolculuk Başlıyor

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan seyyah-34 Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 1,886
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 211,615

..

  • KONU SÝLÝNSÝN

    Kullanılan: 0 0.0%
  • SADECE SIKINTILI YAZILAR SÝLÝNSÝN

    Kullanılan: 0 0.0%
  • KALDIÐI YERDEN DEVAM ETSÝN

    Kullanılan: 0 0.0%
  • BU ÞEKÝLDE KALSIN

    Kullanılan: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    0
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Ynt: Seyyah-34 İle Tarihe Yolculuk Başlıyor

Didimden akşama doğru ayrıldıktan 25 km sonra karanlık çöktüğünde Akbük koyundaydık hemen konaklıyabileceğimiz bir köşede demir attık ve sabahın ilk ışıkları ile Akbük koyunu incelemeye başladık.
Akbük koyu sahili karmakarışık olmayan sade doğal bir halde ve denizden gerilere yani biraz meyilli olan yukarılara doğru bulunan sık zeytin ağaçları malesef kesilerek yazlıkarın sayısı her geçen gün artıyor.Ama herşeye rağmen Akbük koyu gerçekten hoş ve doğal bir tatil yeri.

Akbük koyunu birlikte geziyoruz.

[attachment=1][attachment=2][attachment=3][attachment=4][attachment=5]

26122009003.jpg


26122009004.jpg


26122009005.jpg


26122009008.jpg


26122009009.jpg
 

Etiketler
Ynt: Seyyah-34 İle Tarihe Yolculuk Başlıyor

[attachment=1][attachment=2][attachment=3][attachment=4][attachment=5]

26122009012.jpg


26122009013.jpg


26122009014.jpg


26122009015.jpg


26122009017.jpg
 

Ynt: Seyyah-34 İle Tarihe Yolculuk Başlıyor

[attachment=1][attachment=2][attachment=3][attachment=4][attachment=5]

26122009018.jpg


26122009019.jpg


26122009021.jpg


26122009022.jpg


26122009023.jpg
 

Ynt: Seyyah-34 İle Tarihe Yolculuk Başlıyor

[attachment=1][attachment=2][attachment=4]
Şimdi dijital dereceye dikkatle bakın evet tam 23 derece yani istanbuldaki arkadaşlarımız o günlerde ağır kış şartları yaşarken biz güneye indikçe sıcak havalarla keyfimiz yerine geliyordu.Nihayet ölüdenizde dayanamayıp denizin tadına baktım.

26122009024.jpg


26122009025.jpg


26122009027.jpg
 

Ynt: Seyyah-34 İle Tarihe Yolculuk Başlıyor

[attachment=1][attachment=2][attachment=3][attachment=4][attachment=5]

26122009028.jpg


26122009029.jpg


26122009030.jpg


26122009031.jpg


26122009035.jpg
 



Ynt: Seyyah-34 İle Tarihe Yolculuk Başlıyor

[attachment=1][attachment=2][attachment=3][attachment=4][attachment=5]

26122009036.jpg


26122009037.jpg


26122009041.jpg


26122009043.jpg


26122009044.jpg
 

Ynt: Seyyah-34 İle Tarihe Yolculuk Başlıyor

[attachment=1][attachment=2][attachment=3][attachment=4] Evet Akbük'teki anılarımızında sonuna geldik.Yine bir şehirden çıkarken imkanlar dahilinde yükseklerden ayrılık bakışı ile Akbük koyuna veda ediyoruz.

26122009046.jpg


26122009047.jpg


26122009048.jpg


26122009050.jpg
 

Ynt: Seyyah-34 İle Tarihe Yolculuk Başlıyor

cok guzel fotograflar umarim en kisa zamanda demre fotograflarinizida eklersiniz
 

Ynt: Seyyah-34 İle Tarihe Yolculuk Başlıyor

seyyah-34' Alıntı:
Bakın şimdi ben bu devrilen bu dev asa sütünları görünce Yunus Emre nin hangi sözlerini aklıma getirdi. Hem Yunus Emrenin yıllar önce söylediği söze ,hemde şu kareler ile nasıl örtüştüğüne birlikte bakalım.

Kırk küpü yerden göğe dizseler ortadan birini çekeler var sen seyreyle gümbürtüyü...
Yunus Emre
[attachment=1][attachment=2][attachment=3][attachment=4][attachment=5]

Tabi anlayana yada nasıl yorumlayana ince bir mesaj bu kemal abicim..

Bireyin önemini.Toplumdaki yerini..birlik olmayı..sevgi zincirini..paylaşımı anlatan her dustura ve anlayışa bir şeyler veren usluptur bu

Bizler ne mükemmel bir ecdadın türevleriyiz. :-[ Onların tırnakları olamayız diye bazen kendimi çok yargılarım..

Sevgiyle kal abicim..
 

Ynt: Seyyah-34 İle Tarihe Yolculuk Başlıyor

Akbük koyu eeskiden tenha sakin temiz koylarımızdandı.Kemal beyin de dediği gibi zeytinliklerin yerini beton yığını aldı,almayada devam ediyor.Ekim sonu oralardaydım,koyun öteki ucundan ilerilere devam ettim.Yolboyu balık çiftlikleri ve çiftlik çevresi bakımsız,ağır balık yemi kokuları yeşilliğin bütün güzelliğini ve midenizi altüst edecek yoğunlukta.Maalesef değerlerimize sahip çıkmıyor elden kaybolmasına gözyumuyoruz.
 



Ynt: Seyyah-34 İle Tarihe Yolculuk Başlıyor

Kemal hocam
daha gezinin yarısını tamamlayabildim anca ama zenginliğe doydum. çok güzel masalsı bir anlatım resmiler de bi o kadar harika. Yüreğinize sağlık. Güzel bir rota. bizim o kadar imkanızımız olmaz ama en azından birkaçına gidebilirsek :smiley:
 

Ynt: Seyyah-34 İle Tarihe Yolculuk Başlıyor

gimli' Alıntı:
cok guzel fotograflar umarim en kisa zamanda demre fotograflarinizida eklersiniz
Sevgili gimli bende demre resimerini vermek için sabırsızlanıyorum ama henüz demreye biraz daha zaman var sanıyorum.Ayrıca gezimizin seyrine dahil vede GEZENBİLİR'in değerli bir üyesi olduğunuz için çok teşekkür ediyorum.Birde buradan yunus bey abimize ve Anıl yeğenime selam ve sevgilerimi yolluyorum.
Çok değerli GEZENBİLİR üyeleri bu gimli isimli yeni üyemizin o kadar sevimli,sempatik bir oğlu varki bakın iki aileyi nasıl dost etmeyi başardı. Mademki Anılın babasına şuan itibarı ile yakalandık yeri gelmişken kısaca değinmek istiyorum. Demreye bir öğlen sonrası ulaştık yine karanlık çökmeden çok önemli bir konumda olan Andriake adında bir antik şehri gezmek arzusu ile bu şehrin girişine geldiğimizde sevimli,sempatik bir çocuk topladıkları çeşitli şifalı otları aracın bagajına bırakıyordu. ( Bu gibi veya benzer hallerde ben o an o kişi kim olursa olsun ona hiç beklenmedik bir davranışla yaklaşır derhal iletişim kurar bir anda bir yerlerden sohbete başlarım. Belkide burcumun verdiği bir avantajdı bu) Vehasıl işte öyle bir anda ben bu çocuğun (Anıl ) resmini çekerken o anda dedeside yaklaşmış oldu. Gelingörünkü dedeside torunundan daha insancıl ve misafirpervermiş daha yeni gezdikleri müzeyi ki henüz açılışı yapılmamış ve kazı çalışmaları devam eden Andriake müzesini sadece bizi gezdimek adına bizimle ettikleri sohbetin neticesinde hiç üşenmeden müze bekçisinden aldıkları izinle tekrar birde bizi gezdirdiler. Demrede saygın bir kişiliği olan bu dede ve torunu ile henüz açılmamış müzeyi gezdikten sonra yine bizi bırakmıyorlar ve evlerine ısrarla davet ediyorlardı.Artık o kadar ısrara dayanamayıp Anıl'ın dedesi yunus bey'in evine teşrif ettik çeşitli ikramlarla (şalgam suyu nefisti) sohbet koyulaştı ve bu ertesi günde bu gezi noel baba ve myra ile devam etti. Daha sonra bizim yolumuz çok uzun olduğu için müsade isteyip vedalaştık.
Buradan Yunus bey'e oğlu gimli'ye gimlinin oğlu sempatik Anıl'a teşekkürlerimizi ,saygı ve sevgilerimizi sunuyor,Anıla ait bir kaç vefa resimi ile gezimize kaldığımız yerden devam ediyoruz.Daha sonra Demreye geldiğimzde detaylı resimlere devam edeceğiz


İşte bizi kendisine aile dostu eden Anıl'ın ilk pozu [attachment=1][attachment=2] Dedesi yunus bey ile beni ve eşimi antik şehir Andriake yi sanki bir rehber gibi bizi gezdiren ANIL. [attachment=3] Birde kendisini takip edip etmediğimizi arasıra arkasına bakıp kontrol ediyor acaba bizim yerli turistler geliyormu diye. :D :D :D

090120104181.jpg


090120104155.jpg


090120104112.jpg
 

Ynt: Seyyah-34 İle Tarihe Yolculuk Başlıyor

THE FARUK' Alıntı:
Tabi anlayana yada nasıl yorumlayana ince bir mesaj bu kemal abicim..

Bireyin önemini.Toplumdaki yerini..birlik olmayı..sevgi zincirini..paylaşımı anlatan her dustura ve anlayışa bir şeyler veren usluptur bu

Bizler ne mükemmel bir ecdadın türevleriyiz. :-[ Onların tırnakları olamayız diye bazen kendimi çok yargılarım..

Sevgiyle kal abicim..
Sevgili Faruk bey çok manidar yorumlarınız için çok teşekkür ediyorum. Eksik olmayın.
Ayırca ben böyle mana içeren durumları ya bir türksanat şarkısı ,ya bir atasözü,ya bir espirili bir söz veya kutsal bir söz ile o anda değerlendirmeyi biraz sever vede yaparım her ne kadar elimde olmasada.
Diğer yandan bu gezimizde Türkiyemizde tarihimizin ve tarih olmuş insanlarımızın canlanışına şahit olduk vede bundan sonrada daha çok şahit olacağız çünkü bununla ilgili çalışmaları yerinde görüp izledik. Ve sizleride kars yollarında izleyeceğiz inşaallah hep birlikte.

Araç ve katılımcılar şimdilik aşağıdaki gibi;

1- Cihan Ülker : LC VX 100- ANKARA
2- Faruk Kayhan: LC 80- ANTALYA <<<<<< THE FARUK
3- Burak Akkan : FJ 40- İSTANBUL
4- Mustafa Ağabey : LR defender - ANKARA
5- Barbaros Sayil: Nissan Navara - ANTALYA
6- Mustafa Özdağlar + Okan Tozun + 2 kişi : LC VX 100 - İSTANBUL ( YABAN TV -İZCİ )
7- Funda Erhan - İSTANBUL
8- Sedat Açıl - İSTANBUL
9- Seval Duban - İSTANBUL

Malzeme kısmına gelince;

1- Bot
2- Mont
3- 2 çift çorap
4- 2 çift çamaşır
5- Bere
6- Çanta
7- Diş fırçası ve macun
8- Çikolata

Okullar;

1- Arpaçay/Kars (108 öğrenci)
2- Digor/KARS (200 öğrenci)
3- Sarıkamış/Kars (16 öğrenci)
4- Gölbaşı/Kars (27 öğrenci)
5- Göle/Ardahan (47 öğrenci)

Program;

13 Mart Cumartesi günü yola çıkılıyor.
Antalya, İstanbul ve Ankara katılımcılarının buluşma yeri Amasya. Bir gece Amasya' da konaklıyoruz. Pazar günü hareketle direk Kars' a gidiyoruz. Kars' ta bizi Tarık Bey karşılıyor. Pazartesi günü ilk 3 okulun malzemelerinin dağıtımını yapıyoruz. Salı günü diğer iki okulun. Salı akşamı veya Çarşamba sabahı dönüş yolculuğuna çıkıyoruz.

Kazasız belasız bir seyir diliyor hayırlı yolculuklar temenni ediyorum. Mevlam yolunuzu açık etsin.
Konuyu takip etmek isteyenler için ilgili link: http://www.gezenbilir.com/index.php?topic=45883.0
 

Ynt: Seyyah-34 İle Tarihe Yolculuk Başlıyor

pesehodka' Alıntı:
Kemal hocam
daha gezinin yarısını tamamlayabildim anca ama zenginliğe doydum. çok güzel masalsı bir anlatım resmiler de bi o kadar harika. Yüreğinize sağlık. Güzel bir rota. bizim o kadar imkanızımız olmaz ama en azından birkaçına gidebilirsek :smiley:
S.n Perihan hanım bizde aileden gelen bir alışkanlıkla vede kendi karekter veya burcumun etkisi ile böyle ilginç ve ani kararlar alıp kaçamaklar yaptığımız vakidir.Ama bu kaçamak baya bir uzun oldu neticede bazı yerlere ya ilk kez gittim yada bazı yerlerede en son gittiğim sanıyorum 10 - 25 - 35 yıl olmuştur.
Darısı sizlerin başına ama sakın hayıflanmayın insan istersen neler neler yapamazki şimdi böyle bir gezi bir çoklarına hayal bile gelirken oysa biraz bazı şeylerden kısılsa mesela ilk akla gelen dumanı havaya uçup parasıda yabancılara giden (ondan sonra o yabancıları son model lüx karavanlarda görüyoruz) ve o illeti terk etmek savaşına duyarlı bütün dünya devletlerininde ayağa kalktına şahit olduğumuz şu "SİGARA" denen illet. Bunun hesabını yapmayı sizlere bırakıyorum bir yılda kim ne kadar içtiğini sigaraya ne ödediğini kendisi en iyi bilendir.ha sigara içmeyenlerde işte sanki içtim deyip bu sermaye ile kendisi ve ailesi için bir gezi fonu oluşturabilir diye düşüyorum ama bunu böyle düşürken bazıları için acaba haksızlıklmı ediyorum.
Gezimize güzel yorumlarınız ile iştirak ettiğiniz için saygı ve sevgilerimizi sunuyorum.
 

Ynt: Seyyah-34 İle Tarihe Yolculuk Başlıyor

Birazdan yayına vermeye çalışacağım antik bir şehir ama çok doğal kalmış ve oradaki bulunan bir müze için girdiğim tesadüfen bulduğum bir yer bir tatil yeri evet sanki doğal bir havuz gibi olan ilginç ve bir o kadarda doğalmı doğal ,yere yakın bir denizkoy semti evet adı Kıyıkışlacık olan bir yerden söz ediyorum. Ne biliyim bana çok ilginç çok sevimli bir halde göründü. Belkide benim doğal olan yerleri sevmemden kaynaklanıyordu.Şimdi hepbirlikte Kıyıkışlacık'ı izleyeceğiz.
 



Ynt: Seyyah-34 İle Tarihe Yolculuk Başlıyor


İASOS >>> KIYIKIŞLACIK


Kalıntılar, Milas'a 18 kilometre uzaklıkta yer alan Kıyıkışlacık Köyü'nde bulunmaktadır. 1929 yılında Asın Kuren adıyla kurulan köyün adı 1960'lı yıllarda Kıyıkışlacık olarak değiştirilmiştir. Yaklaşık 2000 kişinin yaşadığı köyün en büyük geçim kaynağı balıkçılık ve zeytinciliktir.

Güllük Körfezi'nin kenarında yer alan köy, karşı sahildeki komşularının aksine sakin bir yerleşim yeri. Mitolojiye göre, İasos, Mandalya Körfezi'nde Güllük'ün karşısında Kıyıkışlacık Köyü'nde bir yarımada üzerinde Yunanistan'dan gelen Argoslu Kolonistler tarafından kurulmuştur. Sonraki dönemlerde Milet'ten gelen göçmenler gelip buraya yerleşmişlerdir. Kentin tarihi, MÖ 3 binin sonuna kadar uzanmaktadır.

Batı Anadolu kıyılarındaki en başarılı arkeolojik çalışmalardan biri olan Iasos araştırmaları Charles Texier ile başlamış, Profesör Doro Levi'nin ardından Profesör Clelia Laviosa tarafından sürdürülmüştür. İtalyan kazı ekibinin başkanlığını günümüzde Profesör Fede Berti yapmaktadır.

Dış Surlar

İlk çağ kentinin biraz dışından başlayan ve yaklaşık 1,5 kilometre devam eden surlar, tamamlanamamış bir ön savunma düzenine aittir.

Bouleuterion

Agoranın güneyinde dikdörtgen biçiminde bir yapıdır. Yapımı, İasos'un Miletlilerin kontrolü olduğu dönem olan MS 1. yüzyıla dayanmaktadır. Birisi binanın kuzey tarafında, diğeri de binanın ön duvarında bulunan iki girişle toplantı odasına ulaşılabilmektedir. Bu bölümden dar bir geçit kullanılarak Agora stoasının doğusunda bulunan arşive ulaşılmaktadır. Binanın Roma döneminden kalan son hali Milet Bouleuterionu'na benzemektedir. Günümüzde bina duvarının kalıntıları, oturma bölümünün bazı parçaları ve kapalı koridor görülebilmektedir.

Tiyatro

Çevresi büyük boy taşlarla harçsız olarak yapılan tiyatro çok eğimli bir bölüm üzerine yapılmıştır. Yirmi bir sıra olan merdivenler hepsi beyaz mermerden yapılmıştır ve epeyce sağlam olarak günümüze kadar ulaşmıştır.

Balık Pazarı

İlk kazı çalışmaları sırasında kentin biraz dışında yer alan bu yapının, eski dönemde balık ticareti için yapılan bir Pazar olduğu düşünülmüştü. Ancak daha sonra ele geçirilen bulgularla buranın Roma döneminden kalma bir anıt mezar olduğu anlaşıldı. Ancak belki daha romantik geldiğinden dolayı hala bu adla anılmaktadır. Son dönemlere kadar kazı deposu olarak ta kullanılan yapı, burada kazı yapan İtalyan heyetinin desteği ile bir açık hava müzesine dönüştürüldü. Bir bekçi bulunamadığından dolayı çoğu zaman kapalı olan yapı köyün girişinde, kalıntılardan uzak olmasına rağmen önemli ilgi alanlarından birisi.

YUNUSLU ÇOCUK

Tarihçi George Bean'in Karia adlı kitabında yazdığı; Büyük İskender'in ilgisini çeken bir başka İasoslu da, yunus tarafından sevilmek gibi bir şansa sahip olan erkek çocuktu satırları, İasos halkının denizle ve balıkçılıkla nasıl bütünleştiğini daha iyi anlatıyor. Hem yerli hem yabancı turistlerin büyük ilgisini çeken Yunuslu Çocuk öyküsü, İasos'ta asırlardır dilden dile, kulaktan kulağa aktarılıyor.

Olay, İasos'ta ki erkek çocukların gimnazyumda çalıştıktan sonra denizde yıkanmaları geleneğinin sürdüğü günlerde yaşanıyor. Çocuklar denizde yıkanırlarken, kıyıya yaklaşan bir yunus çocuklardan birini sırtına alıyor. Çocukla birlikte açıklara giden yunus, bir süre sonra çocuğu yeniden kıyıya bırakıyor. Bunu duyan İskender, çocuğu Babil'e getirtiyor ve deniz tanrısı Poseidon'un rahibi yapıyor.

Bununla ilgili anlatılan bir efsanede şöyledir: Bir yunus balığı, annesinin kucağında dolaşan Hermiyas'ı denize çağırır. Çocukta bu çağrıya uyarak denize atlar. Denize açılan bütün balıkçılar annesine Hermiyas'ı gördüklerini söylerler, ancak kadın hala deniz kıyısında çocuğunu beklemektedir.


[attachment=1]

KIYIKIŞLACIK-İASOS.jpg
 

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
104,734
Mesajlar
1,531,010
Kayıtlı Üye Sayımız
166,932
Kaydolan Son Üyemiz
gezenadams

Çevrimiçi üyeler

SON MESAJLAR

SON KONULAR



Geri
Üst