Ynt: Seyyah-34 İle Tarihe Yolculuk Başlıyor
İZMİR>>BERGAMA
[attachment=1]
Pergamon Krallığı veya Bergama Krallığı, Batı Anadolu'da başkent Pergamon (bugünkü Bergama) olmak üzere kurulmuş devlettir. Krallığın kurucusu I. Attalos, kuruluş tarihi de M.Ö. 241 yılı kabul edilmektedir. Bunun nedeni devletin ilk hükümdarı olan Fletairos ve halefi I. Eumenes'in kral ünvanını kullanmamış olduklarıdır. M.Ö. 133 yılında Roma Cumhuriyeti'ne bağlanana kadar varlığını sürdürmüştür.
Granikos Savaşı'ndan sonra M.Ö. 334 yılında Pergamon, Büyük İskender'in eline geçmiştir.
Bundan sonra İskender, kentin yönetimini oğlu Herakles ile annesi Barsine’ye bırakmıştır.İskender'in ölümünden Pergamon, Trakya hükündarı Lisimakus'un payına düşmüştür. Lisimakus, Korupedyon Savaşı'nda I. Selevkos Nikator tarafından öldürüldükten sonra kendi emrinde çalışmış olan Paflagonyalı Fletairos, efendisinin burada bıraktığı servete nail olarak Bergama'yı ele geçirmiş ve bağımsız bir devlet olarak ilan etmiştir. Fletairos ölmeden önce devletin yönetimini evlatlığı ve yeğeni olan I. Eumenes'e bırakmıştır.
Selevkos kralı I. Antiokhos, Eumenes'in hükümdarlığını tanımamıştır. Gerginlik savaşla sonuçlanmış ve Eumenes, Antiokhos'u Sardes yakınlarında yenilgiye uğratmıştır. Eumenes'in ardından başa geçen I. Attalos, kral ünvanını kullanmasıyla Pergamon Krallığı resmen kurulmuştur.Devlet, Apamea Antlaşması'ndan sonra M.Ö. 188 yılında en geniş sınırlara ulaşmıştır. M.Ö. 133 yılında III. Attalos'un vasiyeti üzerine Roma'ya bağlanmıştır. Attalos'un evlilik dışı oğlu, Eumenes III Aristoniko, bir isyan çıkartıp M.O 130da Bergama Krallığı tahtını eline geçirmiştir. Fakat o yıl Romalılar tarafından yenilmiş ve onlara esir düşmüştür. Bundan sonra bu krallık Roma Asya eyaleti olmuştur.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bergama'nın Tarihi
Geçmişten günümüze Bergama
İlçenin tarihi, M.Ö. 2. yüzyıla dek uzanmaktadır. Uygarlık Tarihi'nin en eski yerleşimlerinden biri olarak öne çıkan Bergama ya da antik söylemiyle Pergamon, tarih öncesinden itibaren, Lidyalılar, Persler, Makedonyalılar, Roma İmparatorluğu, Anadolu Selçuklu Devleti, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyet dönemine kadar uzunca bir tarihi sürece sahiptir.
-BergPerg; Dağ, yüksek yer anlamına gelmektedir.
-Bergam; Kent anlamında kullanılmaktadır.
-Pergament; Bergama kağıdı, parşömen sözcüğüne dayanmaktadır.
-Pergamum; Hisar, burç anlamına gelmektedir.
-Pergamos; Kentin kurucusu sayılan söylence kahramanı.
İlçe, adını Pergamos'dan almıştır. Daha sonra Bergama'ya dönüştürülmüştür. Berg sözcüğü Anadolu dilinde tepe rüzgar anlamında da kullanılmaktadır. Parşömen kağıdı burada bulunduğu için "Pergamente Karte" adı "Kağıdın şehri" anlamına gelmektedir.
Bergama'yı Pers Kralı adına Gongylos yönetmiştir. Onun ölümü üzerine eşi Hellas söz sahibi olmuştur. Yöre M.Ö. 301 yılında Büyük İskender'in komutanlarından Lizimakos'un denetimi altına girmiştir. Lizimakos 9 bin Talent (2 Milyon 700 bin ata altını) değerindeki hazinenin başına Filiteros?u getirmiştir. Filiteros'un ölümü üzerine M.Ö. 283 yılında bu hazine ile "Bergama Krallığı" kurulmuştur. Çok önemli bir merkez haline gelen Bergama, Roma İmparatorluğu'nun ikiye ayrılması ile Doğu Roma İmparatorluğu egemenliğine girmiştir. 715 yılında ilçeyi alan Emevi komutanı bir yıl süreyle Akrapol'de konaklamıştır. Bergama Sasa beyin 1302 yılında şehri alması ile, Türklerin eline geçmiştir. Daha sonra Anadolu Beyliklerinden Karesi Beyliği toprakları içinde kalmıştır. Orhan Bey'in 1337 yılında Karesi beyliğini alması ile yöre Osmanlı İmparatorluğunun egemenliğine geçmiştir. 1868?e dek Karaside yeralan Bergama önce Saruhan Eyaletine, 1877?den sonra ise İzmir merkez, Aydın Eyaletine bağlı kalmıştır. İlçe, 1922 Yılında Yunan işgaline uğramış ve üç yıl işgal altında kaldıktan sonra 14 Eylül 1922 tarihinde işgale son verilmiştir.
Akropol Yukarı Kent anlamına gelen Akropol ören yerinde 1874 yılında başlayan kazılarda görkemli şehir ile birlikte bir çok eser ortaya çıkarılmıştır.
Şehrin en yüksek yerinde kral ailesinin ve ileri gelenlerinin yaşadığı saraylar ve tapınaklar bulunurken, halkın ise aşağı şehirde yaşadığı anlaşılmaktadır.
Akropol'ün en görkemli eseri, Pergamon Kralı II. Eumenes tarafından Galatlara karşı yapılan savaşın kazanılmasının anısına inşa edilen Zeus Sunağı'dır. Ancak Zeus Sunağı, bundan yaklaşık 130 yıl önce, Alman kazı ekibi tarafından Berlin'e götürülmüş olup, Akropol'de sadece kaideleri bulunmaktadır.
Zeus Sunağı'nı Almanya'ya götüren Akropol'deki kazıların öncüsü Carl Humman'ın mezarı, kendi vasiyeti üzerine Akropol'de bulunmaktadır.
Akropol'de ayrıca, bugün de dünyanın en dik tiyatrosu özelliğindeki 15 bin kişilik bir tiyatro, antik çağın ünlü 200 bin ciltlik Bergama Kütüphanesinin kalıntılarıyla birlikte, saraylar ve tapınaklar bulunmaktadır.